Bu kitabı okuyunca anlaşılan o ki, Arkeolog tarihçi Kåre Johannesen tarihin acı, tatlı, vahşi, gaddar, yıpratıcı, yok edici v.s. gerçekleri, içinde çok ilginç en güzel öykülerin olduğunun çok erken farkına vararabilmiş bir tarihçi.
Kåre Johannesen bu güne kadar yazılmış tarih kitaplarından çok farklı bir stilde, tarihin akışı içinde Ortaçağ’ın gerçek dünyasında eskinin acımasız güç kavgaları, yasal düzenlemeleri ve günlükler içinde bir çok eğlendirici, zekice bulgularla dolu öyküler olduğunun altını çiziyor. Tüm bunları okuyucusuna güzel ve anlaşılır, bilimsel ancak ağır ve ağdalı bir dilden uzak eğlenceli bir anlatımla sunuyor.
Kåre Johannesen kitabının/yapıtının girişinde üzerinde düşünülmesi gereken derin anlamlı bir görüşünü şöyle dile getiriyor:” Geçmiş çok önemlidir. Ancak geçmiş geleceği şekillendirecek şekilde kullanılırsa.” Kåre Johannesen açıklamasına devamla:” Bugünün insanı, Danimarka’da 1000 ile 1500 yılları arasında ne olup bittiğini geleceği şekillendirecek şekilde kullanacaksa “Magt og Mennesker i Danmarks Middelalder” kitabını okuması bir anlam verir.” diyor.
Kåre Johannesen: “Orta Çağ’da güç, mevki sahibi olmak için bugünkünden daha fazla, daha katı bir zor kullanmak gerekiyordu. Orta Çağ’da yumuşaklık /munislik ile zayıf kişilik arasındaki mesafe çok kısaydı. Yani yumuşaklık bir zayıflık olarak algılanabiliyordu. Bugünün modern insanı Orta Çağ’ın kılıçlı, mızraklı saldırgan şiddet kullanma hastalarından (şövalyeleri kastediyor) esinlenebilir. Ortalığa çıkıp birbirimizin kafasına kılıçla vurmamalıyız. Eğer mücadele arzumuzu kullanacaksak bu mücadeleyi çağımızın habis, kötü ejderhalarına, yani iklim değişmelerine, Yeni Nazi’lere v.s. karşı vermemiz gerekir.” diyor. Anlamı derin bir açıklama.
Kåre Johannesen bu kitabında, çok eski çağlardan bu yana hangi çağın ne zaman başlayıp ne zaman bittiği konusunu da tartışmaya açıyor. Kåre Johannesen’e göre bir çağdan diğer bir çağa geçişleri kesin tarihlle kesin ifade etmek, yani falanca tarihte başladı, falanca tarihte sona erdi demek zor. Belki de olanaksız.
Kısacası bu kitapta, 14 ayrı bölümde temalar şeklinde kronolojik bir sıralama ile Orta Çağ Danimarkasını enine boyuna irdeliyor. Her dönemde neler olup bittiğini anlatıyor. Bunun yanı sıra bu dönemlerde bugüne de damgasını vurmuş yeni buluşları, yeni fikirleri vs. de belirtiyor. Örneğin: 6. Bölüm. TEMA: ÇOCUK ve ÇOCUKLUK. Kana susamış kardeşler. Hukuk ve düzen alanlarındaki yeni ilkeler. Başka bir deyişle, bu yapıtın özelliği, Danimarka tarihi olmasının yanısıra bir okadar da, hatta daha da önemlisi yeni fikirlerin, düşüncelerin, buluşların da ortaya çıkmış olduğu bir dönem olması.
Sonuç; Kåre Johannesen kendine özgü iletişim yeteneğiyle her türdeki okuyucusunun ilgisini çekecek şekilde Danimarka’nın Orta Çağ dönemini anlatıyor. Okuyucu bu dönemin şövalyelerinden, krallarından, köylü halkından, cinsellik, kadın, para, inanç konusuna kadar tüm olayları, olguları eğlendirici mizahi bir dille sunuyor. Sürükleyici bir dille yazılan bu kitaba kendini kaptırmamak mümkün değil.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.