Henrik Nordbrandt, bir şiirinde doğum tarihini ve Kopenhaglı olduğunu şöyle dile getirir:
‘Danimarka’da doğmuş olmama
Dayanamıyorum
21 Mart 1945 Kopenhag doğumlu olmama ise,
Hiç mi hiç dayanamıyorum.’
Özellikle son 20 yıl içinde Türkiye ve Danimarka arasında oluşturulan, iki ülke ozanlarını her yıl ortak etkinliklerde buluşturmayı üstlenen şiir köprüsüne katkı sunan ozanların arasında yer alana Henrik Nordbrandt, günümüz Danimarka edebiyatının olduğu kadar, batı şiirinin de en önemli temsilcilerinden biri.
O, şiirlerindeki büyüleyici ezgisellik ve çarpıcı şiir mantığıyla Danimarka’da bir Henrik Nordbrandt söylemi yaratmıştır. 1960’lı yılların ortalarında ülkesini terketmiş, bir şiirinde yazdığı gibi ‘hiç kimseyle ortak öyküsü olmayan’ bir yer aramak üzere Yunanistan’da, 1970’li yıllarından başından bu yana da Türkiye ve öteki Akdeniz ülkelerinde yaşamıştır.
Ozan hem kendini hem başkalarını anlama çabası olarak görüyor şiiri. Yazmak la hem kendinin hem de bulunduğu çevre ve dönemin resmini çizmeyi amaçlıyor.
Henrik
Halep, Edirne, Nazilli, Rize, İzmir, Konya
Böyle yazdı adımı Türk telefoncu
Bir yanlışlığı önlemek için.
Bense büyük yanlışlıktan başka bir şey değilim:
Boşuna uğraştım düşlerde bir zamanlar
Bulmak için kendimi bu adı geçen yerlerde
Haritada tanımadığım adlar olmaktan çıkıp bu yerler,
Beni aralarında bağlantı olarak bırakıp giden
Birer kişi oldular. (Türkçesi: Murat Alpar)
Henrik Nordbarandt, ‘aykırı’ bir insandır. İnce uzun boyu, küskün bakışlarıyla her an her yere uyabilir, hiçbir yerin insanı değilmiş gibi durur topluluklarda. O, Kuzeyin karanlık ve soğuk ülkesinden, ‘sevebileceği ve ölünceye kadar kalabileceği’ yeri aramak için 1967’de Yunanistan’a gider. Orada Yunan cuntası ile karşılaşır. Bir süre sonra Yunanistan’ı terkedip İstanbul’a geçer. Ancak İstanbul’da ozanın aradığı yer değildir. İki hafta sonra soluğu Danimarka’da alır. Kopenhag Üniversitesi’nde Çince ve Arapça okur. Bu arada Türkçeye de merak sarar ve 1971’de Türkiye’ye gider ve Side’ye yerleşir. Arayış yolcuğu devam eder Henrik Nordbrandt’ın. Side’den sonra yolu İspanya’ya uzanır ve burada 7 yıl kalır. İspanya’nın güneşi pırıl pırıldır, insanları çok sıcaktır ama o, Ege Denizi’ni, Yunan adalarını ve Türkiye’yi özlemekten geri durmaz:
‘Ege Denizi, o sıcak yaz gecelerinde……
Orta Asya’da bir Roma gömütündeki
Kırılgan cam eşya gibi
İçimde paramparça olan damarlarıma
Beni ulaştıran senin dalgalarındı….’
1980’li yılların sonunda Ankara’ya yerleşen Henrik Nordbrandt, çok sağlam dostluklar kurar Anadolu’nun kalbinin attığı bu kentte. Menekşeler kıyısındaki bu Ankara’yı iki yıl sonra bırakıp Bodrum’a yerleşir. Aradığı yeri artık bulduğuna emindir. Oturma izni almak için gittiği karakolda, mesleğinin ‘şair’ olduğu söyleyince polisler alay ederler. Onlara şair olduğuna ve bu meslekle geçinebildiğine inandırana kadar akla karayı seçer. 1996 yılına kadar Bodrum’da yaşadıktan sonra, tekrar özlediği yeni bir yeri bulmak için yola çıkar.
İlk kitabı ‘Şiirler’ den (1969) sonra 30 dolayında şiir kitabı yayımlandı. Danimarka edebiyat ödüllerinin hemen hepsine layık görüldüğü gibi, Kuzey Ülkeleri edebiyat ödülünü de almıştır. Henrik Nordbrandt’ın roman, gezi ve çocuk kitabları da vardır. Hemen hemen her türden ürün veren sanatçı, 1994 yılında ise Danimarka okurunun karşısına Türk mutfağı ve yemek kültürünü tanıtan ‘Kadınbudu’ adlı yemek kitabıyla çıktı.
1996 yılında yayımladığı ‘Ruzname’ adlı eserinde Türkiye’de tuttuğu günlüğü ve politik yorumları yer alıyor. Son şiir kitabını iki ay önce yayımlanan ozan, bugünlerde Danimarka’da bir roman yazıyor.
‘Şenlik Ateşi’ ile Henrik Nordbrandt’a şimdilik veda edelim.
Bombalanmış evlerin önünde ısınıyorlar, bir zamanlar
içinde uyuyup seviştikleri yatakları yakarak.
O yataklarda yapılan çocuklar, şimdi
ellerinde makinalı tüfekler sokaklarda.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.