Türkiye, Ä°ran ve Rusya arasında Tahran Uluslararası Konferans Salonu’nda düzenlenen “Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı”nın ardından Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Ä°brahim Reisi ve Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in ortak açıklaması yayımlandı.
Açıklamada, devlet baÅŸkanlarının, Suriye’de sahadaki güncel durumu ele aldığı, 1 Temmuz 2020’de video konferans yoluyla yapılan son toplantının ardından meydana gelen geliÅŸmeleri deÄŸerlendirdikleri ve aralarında varılan mutabakatlarla dışiÅŸleri bakanlarının ve temsilcilerinin toplantılarındaki mutabakatlar uyarınca, üçlü iÅŸ birliÄŸini güçlendirme hususundaki kararlılıklarını vurguladıkları belirtildi.
Liderlerin, ayrıca son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri ele aldıkları ve Astana sürecinin, Suriye krizinin barışçıl ve sürdürülebilir çözümündeki öncü rolüne vurgu yaptıkları kaydedildi.
Devlet baÅŸkanlarının, Suriye’nin egemenliÄŸi, bağımsızlığı, birliÄŸi ve toprak bütünlüğü ile BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) Åžartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli baÄŸlılıklarını vurguladıklarına yer verilen açıklamada, liderlerin, bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir eylemin söz konusu ilkeleri zayıflatmaması gerektiÄŸine iÅŸaret ettikleri bildirildi.
Liderlerin, terörün her tür ve biçimiyle mücadele etmek amacıyla birlikte çalışmaya devam etme kararlılıklarını dile getirdikleri aktarılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Devlet baÅŸkanları, sivil tesisleri hedef alan ve masum can kayıplarına neden olan saldırılar da dahil olmak üzere, Suriye’nin çeÅŸitli bölgelerindeki terör örgütlerinin ve bunlarla iltisaklı farklı isimler altındaki grupların artan varlık ve faaliyetlerini kınamışlardır. Suriye’nin kuzeyi ile ilgili tüm düzenlemelerin eksiksiz bir ÅŸekilde uygulanması gerektiÄŸinin altını çizmiÅŸlerdir. GayrimeÅŸru özyönetim teÅŸebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü giriÅŸimi reddetmiÅŸler ve Suriye’nin egemenliÄŸinin ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komÅŸu ülkelerin milli güvenliÄŸini tehdit eden sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını vurgulamışlardır.”
Suriye’nin kuzeyindeki durum
Liderlerin, Suriye’nin kuzeyindeki durumu ele aldıkları, bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliÄŸi ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde saÄŸlanabileceÄŸi hususunun vurgulandığı, bu yöndeki çabalarını koordine etme hususunda mutabık kaldıkları belirtilen açıklamada, “Devlet baÅŸkanları, Suriye’ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasa dışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını ifade etmiÅŸlerdir.” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Devlet baÅŸkanları, uluslararası insancıl hukuk uyarınca, sivillerin ve sivil altyapının korunmasını saÄŸlarken, terör örgütleriyle baÄŸlantılı tüm diÄŸer bireyler, gruplar, teÅŸebbüsler ve varlıkların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki süregiden iÅŸ birliÄŸinin devam ettirilmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmiÅŸlerdir. Ä°dlib GerginliÄŸi Azaltma Bölgesi’ndeki durumu ayrıntılarıyla ele almışlar ve sahada sükunetin saÄŸlanması için Ä°dlib’le ilgili bütün anlaÅŸmaların tam olarak uygulanması gerektiÄŸinin altını çizmiÅŸlerdir. Ä°dlib GerginliÄŸi Azaltma Bölgesi’nin içindeki ve dışındaki sivillere tehdit oluÅŸturan terörist grupların varlığı ve terörist faaliyetleri konusunda ciddi endiÅŸelerini dile getirmiÅŸlerdir. Ä°nsani durum da dahil olmak üzere, Ä°dlib GerginliÄŸi Azaltma Bölgesi ve çevresindeki durumdaki normalleÅŸmenin sürdürülebilir olmasını saÄŸlamak için daha fazla çaba göstermek hususunda mutabık kalmışlardır.”
Suriyelilere yönelik yardımları artırma çağrısı
Suriye’deki insani durumdan duydukları derin endiÅŸeyi de liderlerin kaydettiÄŸine yer verilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Åžartı’na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları, ayrıca, belirli bölgelere yönelik muafiyetler uygulamak suretiyle ayrılıkçı gündemlere yarar saÄŸlayacak ve ülkenin parçalanmasına yol açabilecek ayrımcı önlemleri reddetmiÅŸlerdir. Bu baÄŸlamda, baÅŸta BM ve insani yardım kuruluÅŸları ile diÄŸer hükümet/hükümet dışı uluslararası kuruluÅŸlar olmak üzere uluslararası topluma, ayrımcılık, siyasileÅŸtirme ve önkoÅŸullar olmaksızın ve daha ÅŸeffaf bir ÅŸekilde tüm Suriyelilere yönelik yardımlarını artırmaları çaÄŸrısında bulunmuÅŸlardır.”
Liderlerin, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceÄŸine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı Kararı çerçevesinde, BM’nin kolaylaÅŸtırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliÄŸinde bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceÄŸine dair inançlarını teyit ettikleri aktarılan açıklamada, ÅŸu ifadelere yer verildi:
“Bu baÄŸlamda, Astana garantörlerinin belirleyici katkılarının ve Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresinin kararlarının uygulanmasının sonucunda ortaya çıkan Anayasa Komitesinin önemli rolünün altını çizmiÅŸlerdir. Anayasa Komitesinin müteakip oturumlarının sürdürülebilir ve etkili çalışmasını saÄŸlamak için Komite üyeleriyle ve kolaylaÅŸtırıcı olarak BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli etkileÅŸimi desteklemeye hazır olduklarını yinelemiÅŸlerdir. Komite’nin anayasa reformu hazırlama ve halkın onayına sunma görevini yerine getirebilmesi ve çalışmalarında ilerleme kaydedebilmesi için çalışmalarında, Görev Tanımına ve Temel Usul Kurallarına riayet etmesi ve üyeler arasında mutabakat saÄŸlanabilmesi için dış müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmaksızın uzlaşı ve yapıcı angajman anlayışıyla yönetilmesi gerektiÄŸini ifade etmiÅŸlerdir. Anayasa Komitesinin faaliyetlerini herhangi bürokratik ve lojistik engel olmaksızın sürdürebilmesi gerektiÄŸinin altını çizmiÅŸlerdir.”
Astana formatının ilgili çalışma grubu çerçevesinde tutukluların/kaçırılanların karşılıklı salıverilmesinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarının liderlerce altının çizildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Devlet baÅŸkanları, çalışma grubunun, Suriyeli taraflar arasında güven inÅŸa etmekteki etkisini ve gerekliliÄŸini kanıtlayan özgün bir mekanizma olduÄŸunun altını çizerek, tutukluların serbest bırakılması konusundaki çalışmalarını sürdürmeye, cenazelerin teslimi ve kayıp kiÅŸilerin kimliklerinin belirlenmesi konusundaki faaliyetlerini görev tanımına uygun olarak geniÅŸletme kararlılıklarını açıklamışlardır. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiÅŸ kiÅŸilerin, geri dönme ve bu çerçevede desteklenme haklarını teminen, Suriye’deki asıl ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin kolaylaÅŸtırılmasının gerekliliÄŸinin altını çizmiÅŸlerdir. Bu baÄŸlamda, uluslararası topluma, bu ÅŸahısların yeniden yerleÅŸimleri ve günlük normal yaÅŸamlarının tesis edilmesi için uygun katkılar saÄŸlama ve yük paylaşımında daha fazla sorumluluk alma; bu meyanda, temel altyapının restorasyonu da dahil olmak üzere, özellikle su, elektrik, sanitasyon, saÄŸlık, eÄŸitim tesisleri, okullar, hastaneler ile uluslararası insancıl hukuka uygun insani mayın faaliyetleri dahil erken toparlanma projeleri aracılığıyla Suriye’ye yönelik yardımları artırma çaÄŸrısında bulunmuÅŸlardır.”
Ä°srail’in, Suriye’deki askeri saldırıları
Devlet baÅŸkanlarının, Ä°srail’in, sivil altyapı dahil Suriye’deki askeri saldırılarını kınadıkları belirtilen açıklamada, “Devlet baÅŸkanları, bu saldırıların, uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve Suriye’nin egemenliÄŸini ihlal ettiÄŸini deÄŸerlendirmiÅŸler; bölgeyi istikrarsızlaÅŸtırdığını ve gerginliÄŸi tırmandırdığını teslim etmiÅŸlerdir. Ä°srail’in bu baÄŸlamda aldığı tüm karar ve önlemleri de geçersiz sayan ve bunların hiçbir hukuki etkisi olmadığını deÄŸerlendiren BM Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 Sayılı Kararları baÅŸta gelmek üzere, Suriye Golanı’nın iÅŸgalini reddeden ilgili BM kararlarının hükümleri dahil, evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk kararlarına uyulması gerekliliÄŸini teyit etmiÅŸlerdir.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Suriye meselesine ek olarak, ortak siyasi ve ekonomik iş birliğini artırmak için farklı alanlardaki üçlü koordinasyonu güçlendirmeye yönelik isteklerin de teyit edildiği belirtildi.
Açıklamada ayrıca, Astana Formatında düzenlenen Suriye konulu Uluslararası Toplantının 19’uncusunun 2022 yılının sonuna kadar düzenlenmesini teminen temsilcilerin görevlendirilmesinde ve bir sonraki Üçlü Zirvenin Rusya Federasyonu Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in daveti üzerine Rusya’da gerçekleÅŸtirilmesinde mutabık kalındığı kaydedildi.
Kaynak: tr.euronews.com
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.