Danimarka’ya Türkiye’den iş gücü göçünün 50.yılı kutlamalarının ilki başkent Kopenhag yakınlarındaki Bröndby kasabasında düzenlenen bir resepsiyon ve konferansla yapıldı. Politikacı, şair, yazar, gazeteci, öğretim üyesi ve değişik meslek gruplarından konuşmacıların katıldığı konferansta, göçün 50. yılı slayt gösterisi, şiir ve müzik eşliğinde kutlandı.
Cengiz KAHRAMAN
KOPENHAG – Danimarka’ya 1967 yılında başlayan Türkiye’den işçi göçünün 50. yılı kutlamalarının ilki geçtiğimiz Perşembe akşamı başkent Kopenhag yakınlarındaki Bröndby kasabasında düzenlenen bir resepsiyon ve konferansla yapıldı.
”Göçün 50. yılında umuda yolculuğun öyküsü” başlığı altında gerçekleşen konferans, eski Türkiyeli İşçi Birliği Başkanı ve KOMKAR başkanı, şair Mahmut Erdem’in girişimiyle Brönby kasabasındaki “Kulturhuset Kilden –Kültürevi Kilden”de gerçekleşti.
Konferansa, Sosyal Demokrat Partili milletvekilleri Yıldız Akdoğan ve Mathies Tasfeye, yine Sosyal Demokrat Partili Albertslund Belediye Meclisi Üyesi Doğan Polat, Bröndby Belediye Başkanı yardımcısı Arno Christiansen, farklı partilerden diğer yerel politikacılar, gazeteci Hüseyin Kızılocak, yazar ve çevirmen Orhan Doğru, avukat Mahmut Duvarcı, Roskilde Üniversitesi öğretim üyesi, antropolog Yvonne Mörch ve şair Niels Hav konuşmacı olarak katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Mahmut Erdem, bu konferansın daha sonra ülke genelinde yapılacak kampsamlı bir kutlamanın ilki olduğunu belirterek, bu konferansın amacının aynı zamanda Danimarka’ya göçün 50. yılında bir muhasebe yapmak olduğunu söyledi. Erdem, Danimarka toplumunun göç ile birlikte artık homojen bir toplum olmaktan çıkıp çok etnikli ve kültürlü heterojen bir toplum haline dönüştüğünü vurguladı.
Konferansta konuşmacılar, Türkiye’den işgücü göçünün 60’lı yıllardan günümüze kadar Danimarka ekonomisine, sosyal ve kültürel yaşamına etkilerini ve göçün farklı boyutlarını ele alan birer kısa konuşma yaptılar. Konuşmacılar, Türkiye’den işgücü göçünün sadece göçmenler için değil, Danimarka için de kazançlı ve Danimarka’ya olumlu etkileri olduğu konusunda görüş bildirdiler.
Danimarka’nın artan göçmen nüfusu ile bir göç toplumu haline gelmesinin uyum tartışmalarını da beraberinde getirdiğine dikkat çeken konuşmacılar, çok kültürlülüğün bir zenginlik olduğuna ve Danimarka toplumunun da kendisini böyle tanımlamasının uyuma olumlu katkıları olacağını ifade ettiler. Konuşmacılar, uyum konusunda Danimarka devleti ve toplumunun yanısıra göçmenlerin de üzerine düşen görevleri yerine getirmelerine dikkat çektiler.
Konferansın bitişinde dikkat çekici bir konuşma yapan Sosyal Demokrat Partili milletvekili Yıldız Akdoğan ise, göçün 50. yılında umuda yolculuğun sonuna gelindiğini ifade ederek, ”50 yıl önce başlayan işgücü göçü birinci kuşak için bir umut yolculuğuydu. Ama artık bizler, genç kuşaklar için değil. Bizler burada doğduk, büyüdük. Bizler çok kültürlü bu toplumun bir parçası olduk. Maalesef göçmenlerle ilgili olarak sıkça olumsuz hikayeler duyduk. Artık göçün beraberinde getirdiği olumlu yönleri de görmek gerekiyor. Danimarka toplumunun gözünde önceleri sadece misafir işçiydik, ardından yabancı işçi ve onun ardından göçmen olduk. Ama 11 Eylül 2001 yılında ABD’deki ikiz kulelere yapılan terör saldırısından sonra Müslümanlığa ingirgendik. Ama bunu değiştirmekte bizim elimizde. Çok kültürlülüğün esas alındığı yeni bir Danimarka öyküsüne ihtiyacımız var. Bunun için üzerimize ne düşüyorsa yapmalıyız. Sorumluluklarımızı ve haklarımızı bilmeliyiz. Hayatın her alanında yeralmalıyız” dedi.
Bu arada, şair Niels Hav yaptığı kısa konuşmasının ardından okuduğu bir şiiriyle, Mahmut Erdem’in “Mor Kayalar” şiir kitabından seçilmiş bazı şiirlerin Danca/Türkçe okunmasıyla, bağlaması ve seslendirdiği gurbet, hasret türküleriyle Yüksel Işık katılımcılara keyifli anlar yaşattı.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.