II. Abdülhamit döneminde yaşanmış bazı olaylara değinen ve Türkiye’de yapılan bir dizi eleştiriye rağmen, yazarın kendisinin de belirttiği gibi bir tarih kitabı olmayan, sadece tarihi bir roman olarak okunması gereken ’Veba Geceleri’ zevkle okunabilecek sürükleyici bir roman.
HABER.dk
Orhan Pamuk’un Veba Geceleri adlı romanı geçtiğimiz yıl Eylül ayında Danimarka dilinde yayınlandı. Orhan Pamuk’un bu tarihi romanı V. Sultan Murat’ın kızı Pakize’nin 1901 – 1915 yılları arasında yazmış olduğu mektupları temel alıyor. Bu mektuplar matbaa basımıyla en az toplam 600 sayfayı dolduracak uzunlukta. Bu nokta gözönünde tutulduğunda ‘Pestnætter’ (Türkçe orijinal adıyla Veba Geceleri) adlı bu kitap bir tarihi roman. Pestnætter her ne kadar bir tarihçi tarafından yazılmamışsa da, kitabın önsözünde de belirtildiği gibi, romanı daha iyi anlayabilmek ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemini daha iyi kavrayabilmek açısından oldukça önemli bir kitap.
Veba Geceleri bir tarih kitabı olmasa da, başta 31 Mart vakası ve Sultan II. Abdülhamid döneminde yaşanmış diğer önemli olaylarla bezenmesi bakımından tarih kitabı gibi okunabilecek bir roman. Ancak burada altını çizmek gerekir ki, okuyucu bu kitabın kurgu/hayali bir roman olduğunu göz önünde tutmalı ve bu romandaki tarihi hatırlatmaları temel alarak gerçek tarih kitaplarına, kaynaklarına başvurmalı ve gerçek tarihi bu kaynaklardan almalı.
Romanın konusuna gelince: Roman, 1900 ve 1901 yıllarında Rodos civarındaki hayali bir Osmanlı ada vilayetinde geçiyor. Dönem II. Abdülhamid dönemi. 1901 yılında Sultan II. Abdülhamit, Minger/Mingheria adı verilen bu adada Hindistan ve Çin’den uzanan veba salgınının baş göstermesi üzerine Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa’yı ve Doktor Nuri’yi salgını durdurmaları için adaya gönderir.
Sultan Abdülhamit, Mingheria Adası’na gönderdiği Doktor Nuri’yi, 1806 ylında tahttan indirilip Yıldız Sarayı’nda 1904 yılında ölünceye kadar gözaltı hapsinde tutulan ağabeyi V. Murat’ın kızı Pakize ile evlendirmiştir. Pakize Sultan da eşi Doktor Nuri ile birlikte Mingheria Adası’na gider. Ada’da, Osmanlı Subayı Kamil, Vali Sami Paşa ve eşi Marika ile Sağlık Başmüfettişi Bonkowski ve Doktor Nuri arasında veba ile mücadele konusunda bir dizi güçlükler ortaya çıkar. Sağlık Başmüfettişi Bonkowski ve Doktor Nuri karantina yasaklarına uyulması için büyük çaba harcarlar. Bu çabalarda adadaki Müslüman ve Hristiyan gurupların geleneklerinin yaratmış olduğu güçlüklerin yanısıra birbirleriyle mücadeleler, ölüm tehditleri romanda işlenen konular.
Roman, Mingheria adlı kurgu adadaki bağımsız bir kurgu devletini ve bu devletin ‘Mazhar’ adlı diktatörünün baskıya dayalı dikta rejimini anlatıyor.
Orhan Pamuk’un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, son yaşadığımız korona pandemisini de hatırlatıyor bize. Hatırlanacağı gibi, dünyayı saran korona salgını konusunda da birbiriyle çelişen görüşler ortaya çıkmıştı.
Bir hatırlatma daha: Romanda adı geçen Sultan V. Murat, II. Abdülhamit, Hatice Sultan ve bazı isimler gerçek kişiler. Pakize Sultan ile eşi Doktor Nuri, Vali Sami Paşa, Marika, Zeynep ve Kolağası gibi isimler ise romanda sözü edilen kurgu kişilerdir.
Sonuçta Orhan Pamuk’un kitabı bir tarihi romandır. Her ne kadar II. Abdülhamit döneminde yaşanmış bazı olaylara değinse de, bu bir tarih kitabı değildir. Yazarın kendisi de bunu zaten belirtiyor. Yani Türkiye’de yapılan bir dizi eleştirilere rağmen, bu kitap bir tarih kitabı olarak değil, tarihi bir roman olarak okunmalıdır.
Ayrıca, 698 sayfa olmasına rağmen Veba geceleri 10-15 sayfalık kısa bölümler halinde yazıldığı için (toplam 79 bölüm), sıkılmadan kolayca okunabilecek sürükleyici bir roman.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.