Kabahat ne ölende ne öldürende, kabahat bu kontaklara kontak anahtarı verende…
21 Ocak 2010’da Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun da Kopenhag’da katıldığı bir toplantıda trafik kazaları ve trafik kuralları hususunda konuşmalar yapılıyordu. Tabii bu konuşmalar sırasında trafik kuralları konusunda çok güzel sözler, spotlarda söyleniyordu. Sn. Ali Bardakoğlu “Din, iman, emniyet birlikte anılır, emniyetin olmadığı yerde dini değerler rahat uygulanamaz, din rahat yaşanmaz” demişti.
Herkes konuyla ilgili bir şeyler söylüyordu. Ben de “kabahat ne ölende ne öldürende, kabahat bu kontaklara kontak anahtarı verende” dediğimde Ulaştırma bakanımız Sn. Binali Yıldırım’ın söylediği “Yolların kralı olmaz kuralı olur, trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım” veciz sözünü söylemişti.
Tabii ki bu konuşmalar sırasında aklıma 2001 yılında Elazığ Emniyet Müdürüyken “kırmızı ışıkta geçen sürücüye, bayan trafik polisinin kırmızıyı görmüyor musun, neden geçiyorsun? dediğinde değerli Elazığlı vatandaşımızın (gakkoşun) verdiği şu cevabı da anlatmadan edememiştim:
“Memure Hanım, kırmızıyı gördüm de seni görmedim.” Elbette ki cansızın değil canlının sözüne rağbet etmek gerekir. Düşüncesi de Elazığlı vatandaşımız açısından doğru olsa gerek. 2001 yılında Elazığ Emniyet Müdürlüğüm sırasında Elazığ’da “trafikte eğitim yılı” ilan etmiştik. Bu konudaki söylemimiz de “Elazığ’da ikibinbir, trafikte tedbir, uymayanlara tekdir, uyanlara takdir, takdirin kaynağı eğitimdir” şeklindeydi.
Bu söylem ve uygulanan eylemler sonunda trafik kazaları yarı yarıya azalmıştı. Hatta “Ehliyet Senin Neyine, Dön Şinasi Evine” adındaki tiyatroyu da yazıp, sahneye koyup, trafik kurallarını öğretmeye çalışmıştık. O tiyatro hala Türkiye’de birçok okul öğrencileri tarafından sahneleniyor. Bunun yanı sıra yine benim bir arkadaşımla yazdığı kötü alışkanlıklardan korunma konusundaki “Yarınlara Geç Kalmadan” tiyatro da birçok yerde, birçok kurum ve kuruluşlarca sahneleniyor ve gerçliğin kötü alışkanlıklardan korunmasına katkı sağlıyor.
Ancak İskandinav ülkelerindeki Emniyet Müşavirliği görevim sırasında gördüğüm odur ki kazalar nerdeyse yok denecek kadar azdı. Bu konuda Türkiye’de düzenlenen Trafik Güvenliği Sempozyumu’na gönderdiğim bildirinin başlığı “İskandinav ülkelerinde Trafik Denetimi-Trafik Kazası İlişkisi idi.
Nerede denetim çok, orada kaza az, nerede denetim yok, orada kaza çok. Şeklinde sonuçları açıklıyordum. Bu bildiri trafik sempozyumunu sonuç bildirgesinin ana fikrini oluşturmuş ve kamu oyuna açıklamıştı.
Yazımızı, ”Gül, Güldür, Düşündür” kitabımda yeralan ’Yaşanmış olaylar’dan birini sizlerle paylaşarak sonlandırmak istiyorum.
İKİ POHLI YUMURTA
Doğuda bir ilimizde, İl Emniyet Müdürü ilçe ziyaretleri çerçevesinde köyleri ziyarete gidiyor. Bir köyde kendisine bolca yumurta kayganası ikram ediliyor. Müdür çok memnun oluyor ve nezaket icabı şöyle diyor:
– Muhtar ne zahmet etmişsin, bu kayganaya gerek yoktu, çökelekle ayran yeterdi.
Muhtar: Ne zahmeti müdür beg, içine tükiriim, iki pohlı yumurta, ne gıymeti var, afiyet olsun.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.