Yeni yıl, muhasebe yapma zamanıdır. 2024’ün zorlu bir yıl olması nedeniyle 2025 yılı pek umut verici görünmüyor.
Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk
2024 ne yıldı ama! ABD’deki başkanlık seçimlerinin hemen ardından, Suriye’deki beklenmedik hızlı gelişmeler, yaşadığımız umutsuzluğu 2025’e taşıdı. Trump’ın seçim zaferi; adalet duygusu, uluslararası dayanışma ve diğer birçok ilerici gelişme açısından bir yenilgiydi. Amerikan halkı onu yeniden seçmişti, o da bir istisna değildi; Demokratların bağlarını kopardığı işçi sınıfını ve alt orta sınıfı Trump ele geçirdi. Bu yıl sizi ele geçirmeye hazır olan öfkeler neler olabilir?
Etraflarında olup biteni anlayamayacak kadar siyasi yöneticilerin çaresizce iktidara tutunmaları şaşırtıcı. Ama aynı zamanda, en kaba Marksist öngörülerin bile doğru çıktığı, büyük bir gürültüyle çöken yeşil kapitalizmden de bahsetmemiz gerekiyor.
Yeşil kapitalizm, doğanın bir takım özel yeni politika ve uygulamalarla resmen ve açıkça şirketleştirilmesine yönelik kapitalizmin aldığı biçimdir. Kapitalizm krizlerle beslenir. Günümüzdeki iklim değişikliği, habitat ve biyoçeşitlilik kaybı gibi çok sayıda küresel kriz kazanç getirebilecek yeni pazarlar ortaya çıkarıyor.
Kapitalizm doğayı ve insanı sömürür. Ekolojik krize çözüm iddiası taşıyan yeşil kapitalizm ise bu sömürüye iyi niyetli kitleleri katarak meşrulaştırır, kapitalizme yeni rant ve sömürü alanları yaratır. Yeşil kapitalizm farkına varmadan hepimizi çemberine alan, sinsi ve sessiz bir kapitalizm türü.
2024 yılınız nasıl geçti, yeni yıldan neler diliyorsunuz? Yeni yıl beklentileriniz var mı?
Küreselleşmiş bir dünyada bizi bir millet olarak birleştiren şey nedir?
Kuş cıvıltıları, güneşli bir hava, ailece birlikte yemek yemek… iyimserliğe yer açmaya çalışıyorum ama zor.
Bombalardan kaçan insanlar. Savaşların sonuçları, Ukranya, Filistin ve Suriye. İsrail’in bitmez saldırıları. Evlerinde, sokakta öldürülen ve yerinden edilmiş insanlar. Ülkelerine umutlu geri dönenlerin yağmalanması.
Görünüşe göre Şam’da yeni bir yönetim kurulmuş durumda ve savaştan zarar görmüş ülkeye nihayet barışın geleceği konusunda ölçülü bir iyimserlik havası olsa da, yeni yılda Suriye’yi mezhep savaşları mı bekliyor!
2025 yılı gündemi Türkiye’de 2024 yılı gibi olacağa benziyor. Kötü ekonomi, adalet, düşünce özgürlüğü, yoksulluk, işsizlik, çocuk istismarı, suç ve şiddet sorunları, engellilik sorunları, uyuşturucu madde bağımlılığı, çarpık kentleşme, göç, açlık, çevre sorunları ve Suriyeli mültecilerin geleceği.
Danimarka’da 2025 yılı beklentileri kısaca şöyle: Daha güvenli, daha yeşil ve daha zengin bir Danimarka.
Türkiye’de bir işçi 52 yıl bütün maaşını biriktirirse bir ev sahibi olabiliyor, Danimarkalı işçi ise, bir evi 10 yılda alabiliyor. Türkiye’de bir işçi bütün maaşıyla 30 kg dolayında kırmızı et alabiliyor, Danimarka’da ise, bir işçi ayda 200 kg kırmızı et alabiliyor. Bu tür veriler Türkiye’yi Avrupa ülkeleri arasında gelir dağılımı adaleti açısından sonuncu sıraya taşıdı…
”Bir iyimser yeni yılı karşılamak için gece yarısına kadar uyanık kalalım. Bir kötümser, eski yılın gittiğinden emin olmak için de uyanık olalım. Yaşadığımız bu olağanüstü yılda hayata tutunanlara, insanlığın daha iyi bir yaşama kavuşması ve doğayı korumak için mücadele verenlerin yeni yılını kutluyorum. Kalpleri sevgiyle çarpanların da yeni yılını kutluyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.