Gökbilimciler, uzak bir galaksinin merkezinde yer alan süper kütleli kara deliğin ilk kez fotoğrafını çekti.
40 milyar km çapıyla Dünya’dan üç milyon kat daha büyük olan dev kara deliği bilim insanları “canavar” olarak tanımladı.
Dünya’dan 500 milyon trilyon km (500 kentilyon km, yaklaşık 53 milyon ışık yılı) uzaktaki kara deliğin fotoğrafını çekmek için dünyanın farklı bölgelerinde yer alan 13 teleskop kullanıldı.
Fotoğrafla ilgili ayrıntılar bugün The Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayımlandı.
Dev kara deliğin fotoğrafını çekme önerisini Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nden Profesör Heino Falcke getirmişti.
BBC’ye yaptığı açıklamada Fackle, bu kara deliğin Virgo galaksisindeki M87 adlı galakside bulunduğunu söyledi.
Fackle, kara deliği, “evrendeki kara deliklerin ağır sıklet şampiyonu denebilecek bir canavar” olarak niteledi.
“Bu gördüğümüz şey güneş sistemimizden daha büyük. Güneş’in 6,5 milyar katı bir kütleye sahip. Mevcut en büyük kara delik olduğunu düşünüyoruz.”
Fotoğrafta, yoğun bir parlaklığa sahip “ateş çemberi”nin çevrelediği tam yuvarlak bir kara delik görülüyor. Bu parlaklığa, kızgın gazların deliğe düşmesi neden oluyor.
Ortaya çıkan ışık, galaksideki milyarlarca yıldızın yaydığı toplam ışıktan daha fazla olduğu için Dünya’dan da görülebiliyor.
Işık, çember şeklinde görülen noktadan kara deliğe giriyor. Kara deliklerin çekim gücü öylesine fazla ki ışığı bile çekip yutuyor. İşte burası tüm fizik kurallarının devreden çıktığı nokta olarak görülüyor.
Londra’daki UCL üniversitesinden Dr. Ziri Younsi, fotoğrafın teorik fizikçilerin ve Hollywood yönetmenlerinin tasavvur ettiğine benzediğini söylüyor.
Kendisi de fotoğraf çekimi projesinde yer alan Younsi, “Göreceli olarak basit nesneler olmalarına rağmen kara delikler uzay ve zamanın özüne, dolayısıyla varoluşumuza ilişkin en karmaşık sorunları gündeme getiriyor” diyor.
“Gördüğümüz imge teorik hesaplamalarla elde ettiğimize çok benziyor. Şimdiye dek Einstein bir kez daha haklı çıktı.”
Ancak araştırmacılar ilk gerçek fotoğrafla bu esrarengiz nesneler hakkında daha fazla bilgi edinebilecek.
Parlak çemberin nasıl oluştuğunu kimse bilmiyor. Ama en çok merak edilen konu, kara deliğe giren nesnelere ne olduğu.
Profesör Falcke 1993’te doktorasını yaparken böyle bir proje fikri geliştirmiş. O zaman kimse böyle bir şeyin mümkün olacağını düşünmüyormuş.
Ancak Falcke, kara delik etrafında belli bir radyoaktif emisyon oluşacağını ve bunun Dünya’dan teleskopla görülebileceğini tespit eden ilk kişi olmuş.
1973’te okuduğu bir makalede ise dev çekim gücünden dolayı kara deliklerin normalde olduklarından 2,5 kat daha büyük görüneceklerine dair bir bilgiye rastlamış.
Daha önce bilinmeyen bu iki faktör, imkansız olarak görülen bir şeyin mümkün olmasını sağlamış. Bu konudaki önerilerini 20 yıl boyunca dile getiren Falcke, sonunda Avrupa Araştırma Konseyi’ni bu projeyi finanse etmeye ikna edebilmiş. Daha sonra ise ABD’den Ulusal Bilim Vakfı ile Doğu Asya’dan bazı kuruluşlar ‘Event Horizon’ adlı 52 milyon dolarlık bu projeye destek sunmuşlar.
Profesör Falcke, dev kara delik fotoğrafının yayınlanmasıyla bu yatırımın doğruluğunun kanıtlandığını söylüyor.
“Görev tamamlandı. Uzun bir süreç oldu, ama kendi gözlerimle görmek istediğim bir şeydi bu. Gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyordum.”
Kara deliğin fotoğrafını bir tek teleskopla çekmek mümkün değil. Bu nedenle bu alanda yapılan en büyük deney kapsamında, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Profesör Sheperd Doeleman yönetiminde, dünyanın farklı bölgelerindeki sekiz teleskop arasında bağlantı sağlayan bir proje geliştirildi.
Bu teleskoplar Hawai ve Meksika’da yanardağlar üzerinde, Arizona’da ve İspanya’nın Sierra Nevada bölgesinde dağlar üzerinde, Şili’deki Atakama Çölü’nde ve Antarktika’da yer alıyordu. 200 kişiden oluşan bir ekip, teleskopları M87 galaksisi yönüne çevirip 10 gün boyunca merkezini gözledi.
Elde edilen veriler internet üzerinden gönderilemeyecek büyüklükteydi. Bu nedenle yüzlerce sabit sürücüde depolanıp Boston ve Bonn’daki işlem merkezlerine aktarıldı. Profesör Doeleman bunu “olağanüstü bir bilimsel beceri” olarak görüyor.
“Bir kuşak öncesinde imkansız gördüğümüz bir şey başardık. Teknolojik gelişmeler, dünyanın en büyük radyo gözlemevleri arasındaki bağlantılar ve çığır açıcı algoritmalar sayesinde tüm bilgiler birleştirilerek kara deliklere tümüyle yeni bir pencere açıldı.”
Aynı ekip, güneş sisteminin da içinde bulunduğu Samanyolu galaksisindeki süper kütleli kara deliği de gözlemliyor. Ancak ilginçtir ki bu iş, beş ışık yılı uzaktaki bir galaksinin fotoğrafını çekmekten daha zor. Zira bilinmeyen bir nedenden dolayı, Samanyolu’nun merkezindeki kara deliğin etrafındaki “ateş çemberi” daha küçük ve daha soluk.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.