Yeni yılda değişen birer rakamdan öte değildir. 22, 23 oluyorsa başka neler değişiyor ki, her yıl yeni umutlarla kutlama temennilerde bulunuruz. Gerçekçilik karamsarlıksa, optimizim de fantezidir.
Değişen rakamlar, insanın rüşt vs. yaş hesaplamasının dışında bir kaç yıl arayla yapılan genel ve yerel seçimler, olimpiyatlar, Dünya ve Avrupa kupaları vs. gibi sıralanabilir.
Uzun karanlık kış geceleri, Aralık’ta yerini uzayan gün ve sıcakların habercisidir. Takvimleri başka veya eski medeniyetler ise her şeye rağmen, hikayenin asıl başlangıcıdır.
Yüz yıllar sonra gelen peygamberler de, günümüzde modern dünyanın iktidarlarını renklere boyar. Toplanmayan atıkların hastalıklı sinek topladığı misali, domuz yiyenle, kadını seks kölesi yapan, bize sunulan kırmızı, mavi renklerde politikaların arkasında gölgelerdir. Çok sıkıştılar mı mor kartını oynar ki ortak politik kesişmeler sunulur. Morun LGBT+ eşleşmesi dahi ilahileşiyor. (Yahudi takvimi – ekonomist kapağı)
Danimarka’da demokrasi işleyişinin belirleyici güçlerce sekteye uğratıldığını hüküm yiyen bir politikacının parti kurup kısa sürede seçimlerde tekrar parlementoda temsil ettiğinde anladık. Suçlu mu mağduruydu? Hukuk devleti ve yargı kararı. Diğer bir bir politikacının başbakanlığı sürecinizde anayasaya aykırı kararların cezai müeyyidesi yargıya taşınmadığında da anladık. Partisinin oylarının belli bir bölgeden kendisine kişisel oya aktarılarak, her şeye rağmen başbakanlığını tekrar sağlama almak.
İstediklerini de bilemedik. Kırmızı- mavi kesişmesinin morunda sol politikaları eritme pahasına kimlerle harcanmak istendi, konuşulmuyor. En özgür medya dahi editörün makasına takılıyor. İtalya’da, Hollanda’da ve daha bir çok demokratik, parlementer ve seküler ülkelerde muhafazakar ve sağcı politika iktidarların din ayırt etmeden, milletleri yönetenlerin ortak bir paydada birleştiklerini anladık ve görüyoruz.
Ülkesini sevmek de önemli değil, seviyormuş gibi göz boyamakla da milliyetçi iktidar görüntüsü verildiğini anladık.
ABD gibi tek kutuplu dünyanın en büyük adayının, yüksek okuma-yazma oranlarına bağlı olarak, dini eğilimlere yakın lobilerin etkisinde iktidar yarışlarını anlamak zor değil.
Kapalı, kara çarşaflı ultra ortodoks yerleşkelerinden de ibadethanelerin yargıcından başka ne beklenir?
2023’de bir değişiklik olup olmayacağını 2024’te mi anlayacağız?
Yılbaşı tatilini çocuklarımla Mısır’da İsrail işgalinden kurulmuş Sina yarım adasının çöllerinde ata binerek ve Kızıl Deniz’de dalış yaparak geçirdim. Gözünü kapatsan öldün de cennete gelsin sanırsın. Kurt başlı Ölüm Tanrısı elindeki anahtarla yarının habercisi. Bir yandan dünün iktidarı İhvancılar hapise atılıyor. Diğer yandan Suudi Arabistan’a mesafeyi 20 dakikaya düşürecek kızıl Deniz üzerinden köprülü hızlı yollar yapılıyor. Yağmurdan kaçarken doluya yakalandığımızı hissettim. Arap baharının patlama noktası başkent Kahire’den çıkan sözde demokrasi devriminin sonucunun ne olduğunu anladık.
Son olarak bin bir güzel balıkla berrak turkuaz derinliklerde yüzülen koyun “Farsha” sahilinden, bu bölümü tamamlayacak bir yazı paylaşmak isterim.
“Rızkı Allah’tan Olan Üzülmeyecektir”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.