2010 yılında Ramazan ayı nedeniyle Danimarka’ya Türkiye’den geçici görevlendirilen müftü, vaiz ve diğer görevlendirilen geçici görevlileri Danimarka merkezi ve parlamentoyu rehberlik yaparak gezdirdim. Bu gezi sırasında parlamento binasını ve Türkiye kökenli milletvekilleri Hüseyin Araç, Yıldız Akdoğan, Özlem Sara Çekiç ile görüştürerek gezdirdim.
Geziye katılanlar içerisinde Polatlı Müftüsü Aksaraylı Dursun Ali Bey, Darende Vaizi Yahya Bey ve ismini hatırlayamadığım üç arkadaş daha vardı. Parlamento binasının girişinde misafirlerin fotoğraflarını çekerken benim de fotoğraf karesinde yer almam için oradan bisikletle geçen bir bayana hitaben “ Dear Madam, I bag your pardon, Can you take me photo?” diyerek fotoğrafımızı çekmesini istemiştim. Bayan “off course” diyerek memnuniytle fotoğraflarımızı çekti.
Bayan fotoğraf çekerken Mecliste görevli güvenlik görevlisi Şarkışlalı Ahmet yanıma gelerek bana hitaben “Feyzullah abi, biliyor musun o kim? Danimarka Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı, Milletvekili Helle Thorning Schmidt” diyerek yanımdan ayrılıp görevine gitti. Biz de kendisine teşekkür ettiğimizde “Your welcome” cevabıyla önemli olmadığını söyledi.
Aslında ben bayana fotoğraf çekmesini rica ederken onun bisikletle gezen sıradan bir Danimarka vatandaşı olduğunu düşünmüş, bisikletli bu bayanın milletvekili olabileceğini düşünememiştim. Konuyu müftü ve diğer din görevlileriyle gülerek konuşup “Bak, fotoğrafınızı parti genel başkanı, milletvekiline çektirdim. Kıymetinizi ve kıymetimi bilin ” dedim.
Daha sonra 2011 Danimarka genel seçimlerinde koalisyonla iktidara gelen hükümetin başbakanı Helle Torning Schmidt olmuştu (3 Ekim 2011). Tabii ki Başbakan olduğunda bizim fotoğrafımızı çeken kişinin seçim kazanması bizim imamlardan da keramet olduğunu gösteriyordu. Ancak bu arada Polatlı Müftüsü Dursun Ali Bey de Mardin Müftüsü olarak atanmıştı. Yani İlçe Müftüsü İl Müftülüğüne terfi etmişti.
Ben telefonla Dursun Ali Bey’i kutlamak için aradığımda hem kutladım hem de “Parlamento önünde fotoğrafımızı çeken Bayan milletvekili bana sizin Müftünün fotoğrafını çektim, Mardin İl Müftüsü oldu. Gelsin bir daha resmini çekeyim, ya İstanbul ya da Başkent Ankara’nın Müftüsü olur” diyor dediğimde, “Müdürüm, memnuniyetle geliyorum” diyerek cevap verdi. Tabii ben bayanın Danimarka Başbakanı olduğunu söylediğimde kendisini inandıramadım ve şaka yapıyorum sandı.
Daha sonra internetten araştırmış ve birlikte çektiğimiz resimleri görmüş olacak ki beni ertesi gün arayarak “Müdürüm, gerçekten doğruymuş, vay be, demek ki başbakan bizim resmimizi çekti” dediğinde ben de “keramet bizde de var, din iman emniyet bir aradaydı. Benim senin ve arkadaşlarımızın yanında durup resmini çektirdi ve de bizim resmimizi çekerek bizim duamızı aldı ve seçim kazanarak Danimarka Başbakanı oldu ” dedim.
Dolayısıyla benim Danimarka başbakanıyla ilk tanışıklığım fotoğrafımızı çekmesini istemem ve birlikte fotoğraf çektirmemizle oldu. Birlikte ikinci fotoğrafımızı da kutlamaya gittiğimde ve çektiği ve çektirdiğimiz fotoğrafları gösterdiğimde oldu. Tabii birlikte gittiğimiz kişilerin vasıtasıyla bizim fotoğrafımızı çekme alçak gönüllüğü göstermesi nedeniyle Türklerin çoğunun oyunu aldığını da bildirmiştim.
Siz siz olun Danimarka’da gördüğünüz bisikletlilerin gariban olduğunu düşünmeyin. Bisiklete binmenin sağlıklı olma ve çevre temizliğine katkı olduğunu düşündüklerini bilin.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.