YAZI DİZİSİ 2
Yazı dizimizin ikinci bölümünde, Taş Tepeler Projesi Koordinatörü ve Karahantepe ile Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Kurul, Göbeklitepe’deki çalışmaların bilime dayalı bir titizlikle sürdürüldüğünü ve kazı alanının ağaçlandırıldığı yönündeki spekülasyonların asılsız olduğunu ortaya koyuyor.
Tülay Çetinkaya Saraçoğlu
tulay@haber.dk
Prof. Dr. Necmi Karul şu açıklamaları yaptı:
“Bu tür sansasyonel haberlerin ortak iki noktası vardır: Bu haberleri üretenler ya ticari kazanç elde etmeye çalışıyor ya da popülerlik kazanma peşindeler. Bu iddiaları yayanlar, ya bunlara inananlar ya da burada yapılan bilimsel çalışmalardan rahatsız olanlar. Başka bir açıklaması yok.
Göbeklitepe’de Alman Arkeoloji Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi birlikte çalışıyor ve bu bilimsel çalışmaya Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı da dahil. Bu kurumların, kazıların ne şekilde veya ne kadar sürede yapılacağına dair herhangi bir baskısı ya da talimatı yok. Yurt dışından birilerinin bu kazıların süresine veya nasıl yapılacağına karar verdiğini düşünmek tam bir saçmalık.
Ağaçların dikilmesi meselesi
Göbeklitepe’deki ağaç dikimi tamamen yanlış anlaşılmalarla gündeme gelmiş bir konudur. Ağaçların kazı alanını kapatmak ve çalışmaları engellemek amacıyla dikildiği iddiası kesinlikle asılsızdır. Bu ağaçlar, kamulaştırma süreçleriyle ilgili yerel ekonomik kaygılardan dolayı dikilmiş olabilir. Arazi sahipleri, kamulaştırma bedelini artırmak amacıyla ağaç dikmiş olabilirler. Bu, kazıların durdurulması ya da engellenmesi ile ilgili bir durum değil, tamamen bireysel ekonomik amaçlarla yapılan bir girişimdir.
Göbeklitepe’nin kazı yapılan alanı özel mülkiyet kapsamındadır ve kazılar başladığında bu arazilerin kamulaştırılması gündeme geldi. Arazi sahipleri, daha fazla kamulaştırma bedeli alabilmek için ağaç dikmişlerdir. Araziyi kamulaştırma ücreti, düz arazi, sulak arazi, tarım arazisi gibi farklı statülere göre değişir. Eğer üzerinde ağaç varsa, kamulaştırma bedeli daha fazla olur. Bu ağaçların zeytin veya fıstık gibi değerli ağaçlar olması da bu durumu etkiler. Zeytin gibi ağaçlar kamulaştırma sırasında daha yüksek bedel getirir. Kazı alanındaki ağaçlar, kazılar başladıktan sonra arazi sahipleri tarafından dikilmiştir ve bu zaten herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Bu ağaçların taşınmasıyla ilgili alınmış bir karar vardır. Bu kararın uygulanması için doğru mevsimi bekliyoruz çünkü bu ağaçları kesmek istemiyoruz, onların da yaşamasını istiyoruz. Ağaçları söküp başka bir yere dikme işlemini kış aylarında yapmayı planlıyoruz. Ağaçların taşınması için gerekli koşullar oluştuğunda bu işlem yapılacak. Ağaçları diken kişilere de bu süreçle ilgili sorulacak ve etik bir çerçevede onlara önerilerde bulunulacak.
Ağaçların neden taşınması gerekiyor?
Bu ağaçlar, zamanla kökleriyle alttaki arkeolojik kalıntılara zarar verebilir. Dolayısıyla onların kazı alanında kalması uzun vadede sorun yaratabilir. Bu durum, bilimsel bir zorunluluktur. Göbeklitepe’de yapılan kazılara zarar vermemek adına, ağaçlar uygun koşullarda taşınacak.
Unutulmamalıdır ki, bu işlemler arkeologlar tarafından değil, ilgili kurumlar tarafından yapılır. Arkeologlar yalnızca ağaç köklerinin alttaki kalıntılara zarar verip vermediği konusunda görüş bildirebilir. Ancak taşınma işlemi farklı kurumların koordinasyonu ile gerçekleştirilecektir.”
Prof. Dr. Necmi Karul’un bu açıklamaları, Göbeklitepe’deki çalışmaların bilime dayalı bir titizlikle sürdürüldüğünü ve iddia edilen spekülasyonların asılsız olduğunu ortaya koyuyor. Ağaçların dikimi ve taşınması, ekonomik nedenlerden kaynaklanmış bir durum olup, arkeolojik kazılara zarar vermemek amacıyla dikkatle yönetilmektedir.
Bir sonraki yazı “Göbeklitepe’yi uzaylılar inşaa etti!”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.