Karaip Denizi’ndeki bugün ABD’ye ait Virgin Adaları olan San Thomas (1672’de), San John (1718’de) ve San Croix (1718’de) 1917 yılına kadar Danimarka’nın sömürgesiydi. Danimarka, 250 yıl kadar sömürgesi olan bu adaları, o zamanlar büyük kazançlar sağlayan bir ayağı Danimarka, bir ayağı Afrika ve bir ayağı yukarıda adlarını belirttiğimiz Virjin adaları alan üç ayaklı bir ticaret amacıyla kullanmıştı. Danimarka Afrika’ya silah ve sanayi maddelerini Afrikalı kabilelere vererek, karşılığında bu kabilelerin topladığı yerli siyah halkı toplayıp gemilerle Virjin adalarına taşıyor ve şeker kamışı çiftliklerinde köle olarak çalıştırıyor, buralardan elde edilen ürünleri de Danimarka’ya taşıyordu.
O zamanlar Dünyanın 7. büyük sömürgecisi olan Danimarka, bBu üç ayaklı ticaret ve sömürgeciliğini 200 yıl kadar sürdürdü ve 1803’te köle ticaretine son veren ilk sömürgeci ülke oldu. Kölelik ise Danimarka’da 1848 yılında kaldırıldı.
Danimarka ekonomisine ağır yük olmaya başlaması üzerine Danimarka bu üç adayı elden çıkarmayı gündeme getirdi. 1852’de başlayan bu üç adayı elden çıkarma süreci, 1917 yılı Mart ayında Amerika Birleşik Devletleri’ne 25 milyon dolara satılmasıyla sonuçlandı.
Ancak, Fru Jensen og andre vestindiske danskere – Bayan Jensen ve diğer köleler adlı bu kitap, üç sömürge adanın tarihinden çok bu adalara yerleştirilmiş olan kölelerin Ana vatan Danimarka ve Danimarka toplumuyla ilişkilerinin ne ve nasıl olduğunu anlatıyor. Her ne kadar kölelik bu üç adada kaldırıldıysa da, Anavatan Danimarka’nın kendi vatandaşı olan bu üç adada yaşayan eski kölesi siyah halk ile ilgisi yakın olmadı. Bu insanların çok azı ya hizmetçi olarak ya gemi tayfası olarak Anavatan Danimarka’ya geldi. Ancak Danimarka halkının gözünde bu insanlar, kendi vatandaşları olmalarına rağmen göze batan farklı görünüşte ve yabancıydı.
1900’lü yılların başlarında Danimarka’da Grönlandlılar, çingeneler, Yahudiler gibi beyaz ırktan da olsa farklı görünüşte yabancı guruplar yok denecek kadar azdı. Siyahlar ise daha da çok göze batıyordu. İşte bu kitap, sömürgelerden kalkıp Anavatan’a 1880 – 1920 yılları arasında gelmiş, bir kısmı daha sonra Danimarka’yı terketmiş bu siyah insanların Danimarka toplumu içindeki konumlarını, hukuksal haklarını, yaşam biçimlerini, halkın bu insanlara yaklaşımı v.b. gibi olguları ırk, kültür ve ulus açılarından irdeliyerek anlatıyor.
Sonuçta bu kitap, bugünün modern Danimarka’sına göçmen ya da sığınmacı olarak gelmiş insanların Danimarka toplumu içindeki konumlarını, Danimarka halkı ile ilişkilerini, Danimarka halkının yaklaşımlarını, yaşam koşullarını karşılaştırabilmek açılarından oldukça ilginç bir yapıt.
Danimarka’da büyük ilgi gören bu yapıtın birinci baskısı çok çabuk bitti. İkinci baskısı da 1 Mayıs’ta piyasaya çıkıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.