Eğitimci ve yazar Iman Hassani’nin geçtiğimiz Ağustos ayında Danimarka’da yayınlanan “Danimarka’nın Ortadoğu ile Kültür Buluşması (Danmarks Kulturmøder med Mellemøsten)” adlı kitabı çok ses getirdi. Bazı basın yayın kuruluşlarında ve siyasetin en üst seviyedeki politikacılar yazarın Danimarka’ya bakışı ve kitap hakkında sert eleştiriler yaptılar.
HABER.dk
Önce, büyük yankılar uyandıran “Danimarka’nın Ortadoğu ile Kültür Buluşması (Danmarks Kulturmøder med Mellemøsten)” adlı bu kitabın içeriğini kısaca sunalım:
Eğitimci ve yazar İman Hassani önce 1200 yüzyıl kadar geriye giderek Vikingler ve Araplar arasındaki ilk ilişkileri özetliyor. Bu bölümde Araplar’ın İber Yarımadası’nı (bugünkü İspanya ve Portekiz’den oluşan) istilasını ve Vikingler’in Endelüs’e saldırılarını belirterek, Araplar’ın Vikingler’le ilgili neler anlatmış olduklarını sunuyor.
Bu bölümü, Danimarkalılar’ın Kutsal topraklara (Kudüs’e) düzenlenen Haçlı Seferleri’ne (1050 – 1500 yılları arasında) katılımları, Orta Çağ Avrupası’nda Avrupalıların İslam’a ve Müslümanlar’a bakış açıları ve bilimsel kültür alış-verişleri ile ilgili açıklamalar izliyor.
Daha sonra 1700-1800 yılları (Aydınlanma çağı) arasında Avrupalı bakış açısından aşağılayıcı bir şekilde geliştirilmiş modern (Avrupalı) insan ve ilkel (Ortadoğulu) insan kavramları irdeleniyor.
Kitabın altıncı bölümünde 1965 yılından sonra Danimarka’ya yabancı işgücü alımı (gæstearbejdere) ve bugüne kadar bu konuda oluşan gelişmeler, 1875’te çıkarılmış Yabancılar Yasası ve 1965 sonrasında çıkarılmış yabancılara ilişkin yasalar, uyum yasaları gözden geçiriliyor. “Sembol politikaları” başlığı altında başörtü, burka, el sıkma (tokalaşma), mağaza ve süpermarketler gibi iş yerlerinde kıyafet, imamlara ilişkin konularda çıkarılmış yasalara, dolayısıyla yasaklara değinilerek eleştiriler yapılıyor. Paralel toplum ve gettolar konusundaki gelişmeler yine eleştirel bir üslupla irdeleniyor.
Yine kaçınılmaz olarak kitabın 7. bölümü “Muhammed Karikatürleri” krizine ayrılmış. Bu kriz öncesinde Danimarka’daki siyasi iklim, krizin ardından ortaya çıkan diplomatik kriz, Müslüman dünyasında gelişen sert tepkiler, karikatürler konusundaki farklı tutumlar ve yaklaşımlar, toplumsal değerler konusundaki mücadeleler gibi konulara değiniliyor.
Kitabın belki de en çok konuşulacak, tartışılacak bölümü “terör ve terörle mücadele” kosundaki anlatımlar. Bu bölümde Danimarka’da ve Avrupa’da gerçekleştirilmiş terör saldırılarılarına ilişkin yazarın yaklaşımı, özellikle Danimarka’nın sağ kanat basınının oldukça sert tepkilerine uğradı.
Kitabın içeriğini bu şekilde özetledikten sonra biraz da bu kitaba gelen eleştirileri çok kısa bir şekilde sunalım:
Çok genel bir şekilde belirtecek olursak, bu kitap bir ders kitabı olduğu kadar bir bakıma Batı dünyasının, özelikle de Avrupalılar’ın Ortadoğu ve Arap dünyasına, İslam’a bakışlarının bir eleştirisi niteliğinde.
Haftalık Weekendavisen gazetesinde yer alan ağır eleştiriler genelde Iman Hassani’nin bir dizi gerçekleri gözardı ederek sapıttığı şeklinde. Örneğin; İman Hassani’nin, en katı Müslüman teröristlerin bile kendi itiraflarına rağmen bu teröristlerin islamcı olmadıklarını savunduğu ve bu terör eylemlerini ne olduğu kanıtlanamayan ruhsal/sosyal bozukluk içindeki kimseler tarafından işlendiğini savunarak siyasi eylemler niteliğine indirgediği eleştirisi yapılıyor. (Iman Hassani’nin kitabında verdiği örnekler Kopenhag’da “Krudttønde ve Sinagog’a” yapılan saldırılar, “Madrid’de, Londra’da, Paris’te” gerçekleştirilmiş saldırılar.)
Bunun yanısıra, İman Hassani’nin “İslam fobisi” kavramını sık sık kullanarak suçlamalarda bulunması eleştiriliyor. Bu eleştiriler bağlamında, İman Hassani’nin,“Avrupalılar’ın, bu arada Danimarkalılar’ın, yukarıda sözünü ettiğimiz, Müslüman ya da göçmen kadınlar konularında izledikleri sosyal baskı, yüzme havuzları, el sıkma (tokalaşma), başörtü, nikab gibi konularda, kadınlara özgürlük maskesi altında izlenen “İslam fobisi (korkusu)” sembolik politikalardır.” şeklindeki açıklamaları öne çıkarılıyor.
Weekend gazetesinde bu şekilde daha bir çok ağır eleştiriler yer alıyor. Aynı şekilde Jyllands-Posten Gazetesinde de İman Hassani’ye ve kitabına ağır eleştiriler yöneltiliyor. Örneğin “Krudttønde ve Sinagog’a” saldırılarda bulunan kişinin niyetinin ne olduğu bilinmiyor şeklindeki açıklaması “çok saçma” bir iddia diye eleştiriliyor. Iman Hassani’nin “Muhammed Karikatürleri” krizini tek yanlı olarak sunarak sapıtmaya çalıştığı suçlamasıyla ağır bir dille kınanıyor. Ve kitapta ele alınan daha bir çok konaya ağır eleştiriler getiriliyor.
Bu kitaba getirilen en ilginç eleştiri ise Başbakan Mette Frederiksen’den gelen sert eleştiri. Bir üst düzey hükümet yetkilisinin bir kitaba eleştiride bulunması normal bir olgu değildir. Kaldı ki bu eleştiri en üst düzeyde bir yetkiliden geliyor. Mette Frederiksen İnstagram-profilinden yaptığı açıklamasında; “Eğer gerçekleri kendi görüş açımızdan ve dini inancımız dolayısıyla başka şeylerle kıyaslamaya kalkarsak demokrasi erozyona uğrar. 7 yıl önceki Kopenhag’daki saldırılar İslamcılıkla bağlantılı terör saldırılarıdır. Bunun kökü paralel toplumda ve yetersiz uyumda yatıyor.” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.
Ayrıca çeşitli çevrelerde bu kitabın bir ders kitabı olarak kullanılıp kullanılmaması şeklinde farklı görüşler de dile getiriliyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.