Bu köşeden sizlere şimdiye kadar kültür, politika ve toplumsal konularda aklımın erdiği ve öğrendiğim her gerçeği duyurmaya çalıştım.
Şu satırları yazarken akşam erken çöktü evimin içine. Haber Gazetesi’ne hızlıca bir yazı yazmam gerekiyor ve hızlıca bir yazı yazmak istemiyorum. Yarın gündem sarsıcı bir haberle ya değişirse? Yazı okur için ilginç ve güncel olmalı.
Bugünlerde gündem emdiği kanla şişmiş bir yaratık gibi kocaman ve ilginç. Ortalıkta garip ve herkesin yorumlamakta güçlük çektiği rüzgarlar esmekte.
Türkiye’nin siyasi gündemi çok hızlı ve geniş kitleleri etkiliyerek değişiyor. Hrant Dink Davası, Deniz Feneri Davası, Sivas Davası, 4 + 4+ 4 olarak ifade edilen yeni eğitim sisteminin hızlıca yasalaştırılması…
Türkiye’de demokrasinin daha iyi yerleşmesi ve toplumsal barışın sağlanması için hükümetçe başlatılan açılım politikasının ‘külliyen’ çıkmaza girdiği inancı yaygınlaşıyor. En başta Kürtler, Aleviler ve Ermeni vatandaşlar giderek hükümetten umudunu kesiyorlar.
Beş yıl önce İstanbul’un göbeğinde işlenen Hrant Dink cinayetinin tam aydınlanamaması, cinayetin gerçek faillerinin bulunamaması, cinayeti işleyen örgütün deşifre edilememesi, Ergenakon davasındaki belirsizlik ve artık dört yıla giden tutukluluk süreleri, Türkiye hukuk sisteminin içinde bulunduğu durumun vahametini gösteriyor.
Kısa bir süre önce Hrant Dink davası sonuçlandı. Hrant Dink’in ailesi ve Hrant Dink sevenleri açısından bu dava bitmemiş ve bitmesi de bu anlaşıyla mümkün değildir. Tam bu günlerde istanbul’da Hocalı kurbanlarını anma mitingi düzenlendi. Hocalı kurbanlarını anma mitingi Ermenileri hedef gösteren, Dink’in katillerinin lehine slogan atılan ırkçı gösteriye dönüştü. İçişleri Bakan Şahin de burada bir konuşma yaptı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bu yıl Newroz kutlamalarına ancak 21 Mart günü izin verileceğini valilere gizli bir genelgeyle bildirmiş. Geçen yıl genel olarak barış içinde, üstelik 21 Mart öncesi kutlanan Newroz, bu yıl İçişleri ve Hükümet’in istediği üzere yalnızca 21 Mart günü kutlanacaktı. Ne oldu? Kürtler 18 Mart’ta ve istedikleri yerlerde Newroz Bayramı’nı onbinlerle kutladılar.
1993 yılında 35 kişinin yakılarak öldürüldüğü ‘Sivas Katliamı davası mahkemenin zamanaşımı nedeniyle davayı düşürmesiyle kapandı. Başbakan Erdoğan, Sivas Katliamı Davası’nda ‘zamanaşımı’ konusunda soru yönelten gazetecilere ‘Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun!’ dedi.
Başbakan’ın bu açıklamasına Aleviler çok büyük tepki gösterdi. Erdoğan’ın Almanya’nın Bochum kentine bir ödül almak için geleceğini duyan Aleviler 17 Mart’ta bu kentte onbinlerce katılımla Erdoğan’ı protesto ettiler. Nedense Erdoğan, Bochum ödül almak için gelmedi. Bu arada Recep Tayip Erdoğan’a Almanya’dan verileceği açıklanan uluslararası liderlik ödülünün geri çekildiği bildirildi.
Türk edebiyatına yalın şiirler ve güçlü etkiler bırakan öyküler kazandırmış olan Necati Cumalı’dan bir şiirle yazımı noktalıyorum.
Akan suyu severim ben
Işıldayan karı severim Bir yeşil yaprak Bir telli böcek… Yeşeren tohum Güneşte görsem Sevinç doldurur içime Bir günü Güzel bir günü Güneşli bir günü Hiçbir şeye değişmem Onun için savaşı sevmem Onun için zulümü sevmem Onun için yalanı sevmem Bilirim yaşamaz güneşte Bilirim yaşamaz yanyana aşkla Ne haksızlık Ne korku Ne açlık
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.