Son yıllarda bütün iş aramaları dijital kanallarla, düzenlenen kültürel organizasyon, yürüyüş ve gösteriler de sosyal medya ile aracılığıyla duyuruluyor. Örneğin ben karantinadan beri Facebook, instagram ve Youtube’da izlediğim çeşitli kişilerin yeni yayınlarını sanki bir arkadaşla buluşacakmış gibi sabırsızlıkla bekliyorum. Sosyal medya olmasa onları bulup dinlemem ve dünyadan bu denli ayrıntılı haber almam mümkün değildi.
TikTok’u duydunuz mu?
Dijital uygulamalardan biri olan ’TikTok’la tanışmam da korona salgını sırasında oldu. Karantina günlerinde evde hapis kalan erkeğin ev işlerini öğrenip, bebek baktığı, yemek ve temizlik yaptığı (yufka açan Karadenizli erkekler gibi) birçok video geldi telefonuma. Bunların çoğu Türkçe konuşan kişilerdi ve ben ’TikTok’un (AliBaba’da yanıldığım gibi) yeni bir Türk firması olduğunu sandım. Oysa gencinden yaşlısına kadar birçok kişiyi etkileyen ’TikTok’ bir Çin sosyal medya uygulamasıymış. (Yuzyıllar önce matematikteki negatif sayıları bulan Çin’den neden korona ile ilgili bir bilim adamının açıklamalarını batı medyasından duymuyoruz acaba, neyse bu da başlı başına ayrı bir konu).
Bilgisayar ve telefona ücretsiz indirilebilen TikTok, 15 saniyelik videolar yapma imkanı sunuyor. Üstelik Tiktok hesabını açmak ücretsiz, ve bu uygulama ile video ve canlı yayın da yapılabilmekte. ’TikTok’, ilk kez Çin’de Pekin’li Bytedance firması tarafından yayınlanmış ve kısa sürede yayılarak bütün dünyada tercih edilen bir uygulama haline gelmiş. Hatta 2018’in Eylül ayında Amerika’da, ayın en fazla yüklenen sosyal medya uygulaması TikTok imiş.
Erkek yerini bilsin#
Son zamanlarda öğrendiğim diğer bir uygulama da Twitter’dan. Twitter ve Facebook’ta şaka gibi başlayan ’#Erkek yerini bilsin’ uygulamasıyla kadına yönelik cinsiyetçi söylemlere, ayrımcılığa ve dilimize yerleşmiş aşağılayıcı ifadelerdeki öznenin yerine erkek konarak, tersine göndermeler yapılmış ve bu uygulama bir anda sosyal medyada çığ gibi büyümüş. ’Babasına bak oğlunu al, kocam isterse çalışabilir, erkek başına gecenin o vakti ne işi varmış sokakta’ vb. buraya yazamadığım daha bir çok cümleyle erkekleri topa tutan bu uygulama ne kadar sürecek ve diğer ataerkil kültürlere de yayılacak mı bakalım.
Me too
Geçtiğimiz yıl cinsel tacize uğrayanların oluşturduğu ’Me too’ hareketi de sosyal medya aracılığıyla bütün dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Az gelişmiş ülkelerin köylerinde, dini okullarda ve katolik kilisesinde duyduğumuz küçük yaştaki çocuklara cinsel tacize, Amerika ve Avrupa’daki ünlü kişilerin de maruz kaldığını duymak bir çokları için şaşırtıcıydı. Hele bunların ardından gelişmiş batılı ülke mensubu elit erkeklere, reşit olmayan genç kızları pazarlayan ’Jeffrey Epstein’ olayı büyük bir sansasyon yaratmıştı.
Nefes Alamıyorum
Korona döneminde işini kaybettiği söylenen Amerika’lı siyahi George Floyd’un sigara almak için ödediği 20 dolarlık banknotun sahte çıkması yüzünden polis şiddetiyle hayatını kaybetmesi ile organize suçlarla bir çok kişinin hayatını mahveden zengin bir beyaza verilen ceza arasında nasıl bir adalet olduğu da yine bu korona salgınıyla gündeme geldi.
Koronavirüs salgını derin eşitsizlikleri ve ataerkil düzeni bir kez daha günışığına çıkardı. Küresel ekonomik kriz, işgücü ve iklim mültecilerinin beklendiği önümüzdeki yıllar daha fazla işsizliğe, yoksulluğa ve dolayısıyla daha fazla şiddete yol açacak, ve bu şiddete maruz kalanların tepkileri de giderek artacak.
Bu korona virüsü dünyadaki herkesin başına aynı anda geldi, bu da dünya çapında bir birlik, eşitlik ve adalet duygusu doğurdu. Hani doğal afetlerde maruz kalınan acizlik duygusuna benzer bir şey-bunun herkesin başına geldiğini görüp teselli bulmak, ama aynı zamanda dünyanın her yerinde adaletsizliğin farklı şekillerde hüküm sürdüğünü görüp öfkelenmek. Çünkü içine doğduğumuz ülkeyi, aileyi, ten rengini ve cinsiyeti seçme hakkımız yok.
21. yüzyılda yapay zeka ve robotları üreten medeniyetimizin, halen gelir dağılımı, insan hakları, ırk ve cinsiyet ayrımı konusunda bu kadar geri kalması anlaşılır gibi değil. Ama küresel salgın, sosyal medya ve dijital gelişmeler sonucu hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı da kesin.
Günlük hayatımızı ve ekonomiyi altüst eden koronavirüsü, bakalım dünyada ezen ve ezilenler ile güç dengeleri konusunda da bir değişime sebep olacak mı?
(Daha fazla bilgi için bu konuyla ilgili kelimeler internetten aranabilir: ’Black Lives Matter’, ’Me too’, “Woman is the Nigger of the World”, ’I am not your negro’, ’Erkek yerini bilsin’ , ‘Harvey Weinstein,’Jeffrey Epstein: Filthy Rich-iğrenç zengin).
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.