Muharrem Erbey’in Günahkârlar Kalesi kitabını yeni okudum. Erbey’in bu kitabı, insanın kendini arayışını ve yol öyküsünü, Batı’dan Doğu’ya medeniyetler arası bir serüven hem de yüreğinde yara ile doğanların iç dünyasına bir yolculuğu güzel bir dille anlatıyor. Kendini bulma cesaretinin peşinden giden Amina ile Jacob’un öyküsünü anlatıyor Muharrem Erbey. Kaderine boyun eğenlerle, kendini bulma cesaretini gösterip yola çıkanları görünür kılıyor bu kitapta.
Bu kitabı okuyunca aklıma Orhan Pamuk’un Yeni Hayat kitabı geldi! ‘Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti’. Orhan Pamuk’un romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü öyküsünü anlatmış Orhan Pamuk.
Geçen ay Diyarbakır’da Muharrem Erbey’in konuğu olduk. Evinde eşinin yaptığı gül şerbetinden içtim. Diyarbakır’ın kültürünü ve kimliğini oluşturan tarihi yerlerini bana ve iki arkadaşıma tanıttı. Diyarbakır tarihi yerleri ile ilgili çok donanımlı Muharrem Erbey bize rehberlik ederken bir yandan da yaşam felsefesini anlatıp, yeni kitaplar yazacağını söyledi.
Muharrem Erbey, Günahkârlar Kalesi kitabında ‘Epikür Felsefesi’ni işliyor. Bilindiği gibi Yunanlı Epikür, bir ahlak felsefesi geliştirmiştir ve bu felsefenin ana düşüncesi mutluluktur. Temel amacın mutluluğa ulaşmak olduğunu belirtir. Felsefenin görevi de buna göre belirlenmiştir, insanın mutluluğa giden yolunu araştırmak. Klasik felsefenin soyut tartışmalarıyla Epikür bu hedefin dışında ilgilenmemiştir. Mantık, doğru yaşama ulaşmak için gerekli olan bilginin üretilmesini sağlayan bir araçtır. Doğru bilgi olmadan doğru eylemlilik olmayacaktır; doğru bilginin ölçütü ise ikili bir temele sahiptir, ilki duyu verileri ve ikincisi ise haz ve acı duyumlarıdır.
Epikür’e göre; insan, tanrı ve ölüm korkusundan kurtulmalıdır. Kuruntulardan ve önyargılardan arınarak buna ulaşılabilir. Bu doğa düşüncesiyle Epikür, Tanrı kavramını dışta bırakmaya çalışır. Tanrının varlığı yokluğunu değil dünyaya karşı ilgisizliğini belirtir.
Son yıllarda ben de kendi kuşağımdan arkadaşlarla yaşam değerlerimiz üstüne konuşuyorum. Kaliteli beraberlik ve kaliteli yaşam üstüne kafa yoruyoruz.
Geçmişin kayıp zamanı, insanın temel yanılgıları, yaşamın yenilgilerini ve sorunlar üstüne konuşuyoruz. Yaşamı sevmek, ayakta durabilmek için özgür ve korkusuz olmak gerektiğinin farkındayız.
Muharrem Erbey, kitabında Epikür bilgiyle mutluluğu yakalamaya çalışır’ diyor… ‘Epikür’e göre mutlu yaşamanın üç yolu vardır. Birincisi ‘iyi arkadaşlar’ önerir. İkincisi, ‘özgür olun’ diye önerir. Üçüncüsü, ‘yaşamınızı irdeleyin’ der.
“Epikür, parasız hayat olmaz çalışıp para kazanmak lazım, ama daha çok para kazanmayı hedeflemen seni mutsuz kılar. Çok çalışırsan illaki sağlığın bozulacak, vakit ayırmadığın ailen ve sana sırt çeviren sevdiklerin yüzünden huzursuz olacaksın, daha sonra sağlığını ve sevdiklerini düzeltmeye çalışman fayda etmez. Bunlar sürekli huzursuz olmana yol açıp, sana acı verecektir’ der. Çünkü Epikür, ‘fazlalık her zaman acıya neden olur’ der”
Bilinçli ve kaliteli yaşam yolculuğuna çıkanlar Muharrem Erbey’in Günahkârlar Kalesi kitabını beğenerek okuyorlar.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.