Denizli’nin günümüzde orta ölçekli nüfusa sahip mütevazi ilçelerden biri olan Buldan, barındırdığı tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleriyle, Batı Anadolu coğrafyasının diğer yerleşim alanlarından belirgin biçimde ayrılır.
HABER.dk
Tripolis antik kentinde simgeleşen tarihi zenginlikler, yayla gölünün temsil ettiği doğal güzelikler ve geleneksel mimari dokunun geçmişten taşıdığı estetik zarafet, günümüzde Buldan’ı tanımlayabileceğimiz en temel nitelikler.
Buldan tarihsel geçmişinin günümüze kalan en önemli ve belirgin kültürel mirası dokuma kültürüdür.
Bugün bir tekerlemeye dönüşen “Ertuğrul Gazi’nin içliği, Barbaros’un Şalı, Genç Osman’ın Gömleği “ Buldan’ın Osmanlı döneminde merkezi iktidar nezdinde statü ve prestijini en güzel tanımlamaya değer görülen dokuma kültürü, günümüzde de yaşatılıyor.
Bölgedeki geçmişi tarih öncesine dayanan dokuma mamulü, özellikle antik çağ itibariyle ticari bir meta olarak rağbet görmüştür.
COĞRAFİ İŞARETLİ BULDAN BEZİ
Yüzde 100 pamuklu kumaştan el tezgahlarında dokunarak doğal yöntemler ile üretilen Buldan Bezi’ne, kıvırcık iplikle dokunduğu için “bürümcük” adı da verilir. Nefes alan antialerjik yapısı, dokuma tekniği ve ayva çekirdeği, nar kabuğu, ceviz yaprağı ve meşe palamudundan elde edilen boyaların kullanılması nedeniyle sağlıklı ve dayanıklıdır.
İşte bu özelliklerinden dolayı 2010 yılında Buldan Ticaret Odasının coğrafi işaret alan Buldan bezi, peştamal, gömlek, iç gömleği, çarşaf, örtü, perde olarak evimizin her köşesinde yer aldığı gibi gömlek, bluz, etek, pantolon, şort gibi kıyafetlerimizde kullanılmaktadır.
Buldan Ticaret Odası verilerine göre; ABD, Almanya, İtalya, Fransa, Katar, Japonya gibi 35 ülkeye ihraç edilen Buldan Bezi, ülke ekonomisine önemli katkı sağlarken, geleneksel dokuma kültürünü sahip çıkan ve yaşatan Buldan’ı kültür turizminin merkezine taşımaktadır.
ESKİ CEZAEVİ DOKUMA MÜZESİ OLARAK ZİYARETE AÇILDI
Buldan Belediye Başkanı Mustafa Şevik tarafından 2007-2014 başkanlık döneminde Adalet Bakanlığından devralınarak restore edilen cezaevi koğuşlarında, bugün ilçenin geleneksel el dokumaları ile kullanılan tezgahları sergileniyor.
Türkiye genelinde Sultanahmet, Ulucanlar ve Sinop cezaevlerinden sonra restore edilerek ziyarete açılan dördüncü cezaevi olan Buldan Cezaevi, Dokuma Müzesi olarak yerli ve yabancı misafirlerini ağırlıyor.
BULDAN AÇIK HAVA MÜZESİ GİBİ
UNESCO nezdinde korumaya alınmış veya desteklenmekte olan, geleneksel mimarisiyle bilinen yerleşimler, hem küresel düzeyde ilgi odağı hem de ekonomik olarak refah ve zenginliği elde etmenin araçlarıdır. Ayrıca doğa-kültür-tarih üçgeninde yer alan unsurları koruma ve gelecek kuşaklara aktarmanın kaldıracıdır.
Buldan’da, bu zenginliklerin tümünü bir arada bulmak açısından çok özel imkanlara sahiptir. İlçe’nin en özel değerlerinden birisi de, geleneksel Anadolu mimarisinin bütün özelliklerini taşıyan, gerdanlıklı bacalarıyla dikkat çeken cumbalı evleri.
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait 250’in üzerinde yapı , 32 sokak Kültür ve Turizm Bakanlığımız başta olmak üzere çeşitli kurumlarımızın sağladığı destek sayesinde tescillenerek koruma altına alındı.
Restorasyon çalışmalarına öncülük eden Buldan Belediye Başkanı Mustafa Şevik, “Buldan açık hava müzesi gibi. Her sokağında bir tarih yatmaktadır. Belediyenin imkanları doğrultusunda konaklarımızı, sokaklarımızı restore ederek turizme kazandırıyoruz. Buldan’ın, mimarisiyle, doğasıyla ve tarihiyle ülke turizminde yerini alması ve hak ettiği payı alması için çalışıyoruz” dedi.
TRİPOLİS ANTİK KENTİ
Buldan’ın Yenicekent Mahallesi’ndeki Tripolis Antik Kenti; Menderes Nehri kıyısında yamaç üzerine kurulmuştur. Batıya ve kuzeye açılan vadilerle Ege’ye güneydoğusundaki Çürüksu Ovası ve vadileri ile İç Anadolu ve Akdeniz’e ulaşımı bulunan antik kentlerden birisidir.
Kentin güneyinde Çürüksu Vadisi’nde kurulmuş olan çağdaşı Laodikeia’ya 30 kilometre, Hierapolis’e ise 20 kilometre uzaklıktadır. Kaynaklarda Tripolis’in ilk adının Apollonia olduğu daha sonra Geç Helenistik Dönem’de Tripolis olarak adlandırıldığı ve ilk kuruluşunun Lidya Devleti zamanında olduğuna ilişkin belgelere rastlanılmaktadır.
Tripolis, Lidya şehirleri arasında yer almasına karşın Frigya ve Karya bölgelerine ulaşımı sağlayan önemli sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden biri görünümündedir. Tripolis’in ilk kuruluşunun Lidyalılar zamanında olmasına karşın, yüzeydeki kalıntılar uslup olarak Roma ve Bizans dönemi mimari özelliklerini ve yapı örneklerini göstermektedir. Tripolis Antik Kenti İ.Ö. II. yüzyıl sonları ile İ.S. I. yüzyıl ortalarında ve IV. yüzyıl ortalarında birçok deprem ve savaşlara sahne olduğundan çok tahrip olmuştur. Kent en görkemli dönemini Roma Devri’nde yaşamıştır.
Tripolis Antik Kenti kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bahadır Duman’ın başkanlığında 2012 yılında başlamıştır. 10 yıldan beri devam eden kazı çalışmalarında MS 4.yy sonu MS 5.yy başlarına ait Agora, güneyinde Sütunlu Cadde, doğu bitişiğinde, Hierapolis Caddesi, batısında ise Bouleuterion(Meclis binası), Kent merkezinde inşa edilmiş kamusal alanların içerisinde yer alan Kutsal Alan(Devlet Agorası), Erken Bizans Kilisesi, Anıtsal Çeşme, Roma dönemine ait dükkanlar, gibi bir çok yapı gün yüzüne çıkartıldı.
SÜLEYMANLI YAYLA GÖLÜ
Buldan sınırları içinde bulunan YayIa Gölü, ilçenin yaklaşık 8 km kadar batısında, SüIeymanlı Mahallesi’nde bulunuyor. Sığ ve küçük alanlı gölün, yüzölçümü 466,5 dekar, denizden yüksekliği 1.150 metredir. Göç eden kuşların kısa süreli konaklama yeri olan göl, 75 ötücü olmayan (Nonpasseres) ve 88 ötücü (Passeriformes) olmak üzere toplam 163 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Kuş türleri bakımından fotoğraf ve kuş gözlemcisi doğa tutkunlarının uğrak yeridir. Gölün çevresinde kuru ve ıslak nemli zeminlerde 95 bitki grubu bulunmakta bunlardan 2 çeşidi endemik, 62 çeşidi göl çevresinde ve 33 adedi de göl içerisinde askıda veya göl zeminine tutunmuş olarak yaşamaktadır. 1. Derece Doğal Sit Alanı içerisinde yer alan göl ve çevresi turistik bir kamp yeri olarak kullanılmaktadır. Doğa turizmi açısından rekreasyon ve destinasyon alanlarındandır.
BULDAN SAKİN ŞEHİR OLMAYA ADAY
Buldan, doğasıyla, kültürü ve tarihi ile (Cittaslow) Sakin Şehir unvanını almaya hak ediyor. Belediye olarak bunun için çalıştıklarını belirten Başkan Şevik, “Buldan, Beypazarı, Safranbolu gibi mimarisiyle ön plana çıkan bir ilçe. Ancak Buldan’ı onlardan ayıran özellik, evlerde yaşamların devam etmesi. Buldan evlerinin hepsinin ayrı bir hikayesi var. Bunun yanı sıra Buldan huzurlu bir ilçe. Şehirlerin gürültüsünden yorulan, güneş-deniz-kum turizminden uzaklaşarak daha sakin, kültür, tarih ve eko turizm arayışı içinde olanlar için Buldan güzel bir alternatif” dedi.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.