Tarihçi ve Devlet Arşivleri Dairesinde araştırmacı Erik Gøbel’in büyük çalşmalarla gerçekleştirmiş olduğu bu kitapta Danimarka’nın yelkenli gemilerin kullanıldığı yüzyıllardaki çok önemli kıtalarası uzun deniz seferleri anlatılıyor.
Modern gemilerin icat edilmemiş yüzyıllarında gerçekleştirilmiş bu deniz seferleri maceralarla dolu. Çoğu zaman çok büyük insani trajik olaylarıyla dolu maceralı deniz seferleri de sözkonusu.
Kitabın Danca adı Under Sejl yani Yelkenlerin Altında. Yukarıda da belirtildiği gibi bu gemi seferleri, 1618 yılındaki Hindistan’a bir kaç gemiyle yapılmış ilk sefer ile buharlı gemilerin kullanılmasına başlandığı yıllara ve Danimarka’nın Hindistan ve Afrika’daki sömürgelerini İngiltere’ye satmış olduğu 1850 yılına kadarki dönemi kapsıyor.
Danimarka’ya büyük gelirler sağlayan Asya, Afrika ve Karaip Denizindeki sömürgelerin nasıl gerçekleştirilmiş olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor. Kitap ayrıca bu yelkenlı seferler ve olaylarla ilgili çok zengin, zevkli tarihi tablolarla süslenmiş.
Bu deniz seferleri bir kaç ufak tefek deniz çatışmalarının dışında genelde ticari amaçlarla yapılmış seferler. En önemlisi de bu seferlerin büyük çoğunluğu Afrika’dan Karaip Denizindeki sömürgelere siyahi köleleştirilmiş insanların taşınması için kullanılmış gemiler olması. 16’ıncı yüzyılın başlarından, buharlı gemilerin keşf edildiği, kullanılmasına başlandığı 18’inci yüzyılın ortalarına kadar devam eden bu gemi seferleri, isyanlarla, köleleştirilmiş insanların ayaklanmalarıyla, batan gemilerle, hastalıkların, köleleştirilmiş insanlara uygulanan insanlık dışı yüzkızartıcı olayların yaşanmış olduğu olaylara tanık olmuş gemiler söz konusu.
1600 ve 1800’ü yıllar dönemindeki en uzun seferler genelde Danimarka’nın o zamanki sömürgeleri olan Batı Afrika’da Altın Kıyısı’ndaki Ghana, Hindistan’ın doğusundaki Trankebar, Çin’deki Canton ile Karaip Denizindeki o zamanki adıyla Vestindiske Öer’e (Batı Hindistan Adaları) yapılmış ticari amaçlı seferler.
O zamanın tekniğiyle, gemicilerin tecrübe ve ustalıklarıyla, gerçekleştirilebilen, aylarca hatta 2 yıla kadar süren maceralı, sorunlu, korsanlarla mücadelelerle dolu yelken deniz seferleri söz konusu. Çoğu kez ölümlere yol açan hastalıklarla mücadele, gemilerde isyanlar, bu isyanların bastırılması, köle (daha doğrusu köleleştirilmiş insanlar) taşıyan gemilerde akla hayale sığmayacak cezalandırmalar, kırbaçlamalar, örnek olsun diye kafa kol kesmeler ve daha neler, ayrıntılarıyla sunuluyor.
Kısacası, bu yelkenli deniz seferlerinin Danimarka’ın zenginliğe nasıl katkıda bulunduğunun yanısıra, tarihte ibretle anılacak bir dönem tüm açıklığıyla gösteriliyor okuyucuya.
Hiç kuşkusuz gemicilikle ilgilenenlerin, o zamanki gemilerde rota saptaması, yön bulma, derinliklerin nasıl ölçüldüğü, gemi süratini ayarlama, mesafe tayini, gökyüzündeki yıldızları kullanma tekniği ve b.g. ayrıntılar da anlatılıyor. Şuna da önemle belirtmek gerekir ki, bu eser sadece gemicilikle ilgileneler için değil, Daniamarka tarihinin çok önemli bir dönemini anlatmış olması açısından da değerli bir yapıt.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.