Sevdamızın, düşlerimizin üstüne saldırıldımı nasıl savunuruz kendimizi, nasıl ayakta kalır ve yolumuza nasıl devam ederiz? Anılar geçmişimiz, yaşadıklarımız ve takındığımız tavır bizi biz yapan yapı taşlarıdır. Sımsıcak anılar hep memnuniyet ifade eden gülümseyişlerle anımsanacaktır. İyimserlik ve umut sevinçle çiftleşti mi yaşam güzelleşir.
İyimserlik olumlu enerji arama isteği, umut kaybedildiğini sanıldığı sırada kaybetmeden yola devam edebilmektir. Kurudan esin kaynağı olarak çağlayabilmektir. Asıl kaynağı bilgilenmek ve aydınlanmaktır ve çözüm üretmektir. İyimserlik insanı harekete geçirir, umut ise bizi salakça iyimserliklerden arındırır ve hedefi netleştirir.
Bilinen bir efsaneye göre, bir eski Yunan prensesi olan Pandora’ya güzelliğini kıskanan tanrılar tarafından gizemli bir kutu armağam edilir ve hiçbir zaman açmaması gerektiği söylenir. Ancak bir gün, merak hissinin baştan çıkarıcılığına kapılan Pandora kutunun içine bakmak için kapağı kaldırır ve dünyaya hastalık, mutsuzluk ve çılgınlık gibi büyük belaları salmış olur. Ama ona acıyan bir tanrı hayattaki tüm dertlerin tek çaresi olan ‘ umut’u ’ kutuda tutacak bir şekilde kapağı kapatmasını sağlar.
Umut, sadece dertlere karşı bir teselli kaynağı değildir, aynı zamanda çözüm arayışıdır. Yaşamımızda bizi şaşırtacak kadar güçlü bir rol oynar. Her şeyin zamanla yoluna gireceğine inanan aşırı iyimser görüşten öte bir şeydir. İyimser ya da kötümser bakışımımız uzun süren bir yaşam şeklimimizden kaynaklanabilir. Bilgilenmek, deneyim edinmek insanın bakış açısını değiştireblir. Örneğin çaresizlik ve umutsuzluk yerini, iyimserlik ve umutla değiştireblir. Kendini yenilemeyen insanda kötümserlik umutsuzluğa yol açarken, kendini yenileyen de ise iyimserlik umut yaratır.
Hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için gerekli irade ve yöntemlere bilinçli bir biçimde sahip olanlar her koşulda yollarına devam ederler. Umut, zorlu engeller ya da büyük yenilgiler karşısında bunaltıcı kaygıya ve teslimiyetçi bir tutuma yenik düşmemektir.
İyimserlik, tıpkı umut gibi zorluklara karşın yaşamda her şeyin iyi gideceğine dair güçlü bir beklentidir. İyimser bir tutum zorluklar karşısında bizi umutsuzluğa, bunalıma karşı koruyan bir tavırdır. Ve yakın akrabası olan umut gibi, iyimserlik de yaşamımıza kazanç katar, ama salakça iyimserlik felakete yol açabilir.
Ama gene de en kötü iyimserlik, en iyi kötümserlikten daha iyidir.
Bir kişinin nasıl bir insan olduğunu anlamamız için, işler çıkmaza girdiğinde, onun yoluna devam edip etmediğine bakarız. Yalnızca yeteneklerimizle değil, yenilgiler karşısında sergilediğimiz dayanıklılığımız da, bizim kişiliğimizi görünür kılar.
İyimserlik iyidir ama umut aynı zamanda korkmamaktır, kendine güvenmektir. Kötülük içinden aydınlığı görmektir umut. Gerektiğinde bir militan gibi göğüs göğüse çarpışarak yaşamı savunmaktır. Karanlıktan sonra şafağın geleceğini görebilmektir. Kazanmak istemektir. Cesaret, sevgidir ve sevdiğini gerçekten sevmektir umut. Nazım Hikmet yıllarca zindanlarda tutulduğu halde umutlu yaşamayı başarabilmiştir ve bize umut bırakanlardandır.
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey
Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.