Edebiyat, bir toplumu anlamak, düşüncelerini ve hislerini dile getirmek için şüphesiz en önemli aracımızdır. Danimarka’daki yurttaşlarımız da, göçmenliğin karmaşık yapısı içinde edebiyatı bir köprü olarak kullanmaya devam ediyor. Bu yolculuk, farklı yaklaşımlar ve kültürel arka planlarla çeşitlilik arz ediyor.
Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk
Danimarka’daki Türkiye kökenli göçmenlerin belirli bir kısmı, anavatanlarından gelen edebi eserlerle bağlarını sıcak tutuyor. Yaşar Kemal’den Orhan Pamuk’a, Sabahattin Ali’den Elif Şafak’a kadar çok sayıda yazar, bu topluluk için kültürel bir kökene işaret ediyor.
Ancak bu ilgiyi çeşitli kategorilere ayırmak gerekiyor, çünkü bireylerin edebiyata olan yaklaşımları, yaşam biçimleri ve kültürel arka planlarına göre farklılık gösteriyor. Internet üzerinden satışlar ve kültürel organizasyonlar, bu eserleri topluma ulaştırarak edebiyata olan ilgiyi sürdürüyor ve edebiyatın toplum içindeki yerini güçlendiriyor.
Yeni bir ülkede yaşam, sadece köklerle sınırlı kalmayıp yeni dünyaları da beraberinde getiriyor. Hans Christian Andersen, Karen Blixen ve Søren Kierkegaard gibi Danimarka’nın önemli yazarlarına ilgi gösteren Türkiye kökenliler, bu çok kültürlü yapının bir parçası olma yolunda ilerliyor. Özellikle Danimarka’nın eğitim sistemi içinde büyüyen genç nesil, dünya edebiyatına ve Danimarka’da yayımlanan eserlere daha fazla aşina hale geliyor.
Türk halk edebiyatı ve şiire olan ilgi, Danimarka’da hissediliyor. Yunus Emre’nin tasavvufi derinliği, Aşık Veysel’in hüzün ve umudu, burada yaşayan yurttaşlarımız için büyük bir önem taşıyor. Toplu şiir etkinlikleri ve dinletiler, edebiyatın toplumsal bir bağ olarak yaşamasını sağlıyor.
Kültürel dernekler ve Türk toplumu tarafından düzenlenen edebiyat etkinlikleri, Danimarka’daki yurttaşlarımızın kültürel bağlarını güçlendiriyor. Yazar buluşmaları, kitap tartışma grupları ve şiir geceleri bu etkinliklerin başlıcalıları.
30 yılı aşkın süredir Danimarkalı ve Türk şairlerin katılımıyla Kopenhag’da ve Türkiye’de her yıl Danca-Türkçe Şiir Akşamları düzenlenmesine öncülük ettim. Türkiye’nin tanınmış edebiyatçıları Aziz Nesin, Orhan Pamuk, Dursun Akçam, Osman Bolulu, Erdal Atabek, Kemal Özer gibi Türkiye’nin tanınmış yazarlarıyla Kopenhag’da edebiyet sohbetleri yaptık.
Can Yücel, Ahmet Telli, Ataol Behramoğlu, Kemal Özer, Sezai Sarıoğlu, Özkan Mert, A. Kadir Bilgin, Aynur Uluç gibi şairleri Kopenhag Şiir Akşamlarında dinledik. Bu etkinliklerin sağladığı atmosfer sayesinde Nazım Hikmet, Orhan Veli Kanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Melih Cevdet Anday, Kemal Özer ve Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi gibi şairlerimizin şiirlerini Danca diline kitap olarak kazandırdık. Bu etkinlikler, şiir ve edebiyatı iki toplum arasında bir köprü haline getiriyor.
İlk kuşaktan gelen yazarlar genellikle Türkçe yazmayı tercih ederken, ikinci ve üçüncü kuşak yazarlar Danca eserler üretmeyi daha yaygın hale getirdi.
Şiir ve kısa öykü alanında üretim yapan ilk kuşak edebiyatçılar genellikle kültürel aidiyet, göç, kimlik ve toplumsal meseleler gibi konulara odaklanıyordu.
Genç nesil ise, daha çok Danimarka diliyle yayınladıkları eserlerinde köklerinden kopmadan çok kültürlü bir yapının parçası olma yolunda ilerliyor.
Genç neslin eserlerini Danca üretmesi, hem yurttaşlarımıza hem de daha geniş Danimarka edebiyat çevresine hitap etmelerini sağlıyor.
Bu durum, Türk edebiyatına ilgiyi bir miktar azaltırken dünya edebiyatına olan ilgiyi artırıyor. Danimarka’da yetişen genç yazarların her iki edebiyata da katkıda bulunması umut veriyor. Bu yazarların da eseleri, göçmenlik deneyimi, kültürel çatışma, kimlik arayışı, iki farklı kültür arasında büyümenin getirdiği zorluklar, toplumda dışlanma, ırkçılık ve uyum süreci gibi temalara odaklanıyor.
Danimarka’daki yurttaşlarımızın edebiyata olan ilgisi, köklerden kopmadan yeni dünyaları keşfetmenin ortak yolu. Bu çeşitlilik, edebiyatın birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koyuyor ve toplumsal dayanışmanın temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor. Türk ve Danimarkalı edebiyatçıların eserlerinin de her iki dile çevrilmesi, iki ülke arasındaki edebi köprüyü daha da sağlam tutuyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.