Hüseyin DUYGU
huseyin.duygu@haber.dk
Köle Savaşı (MÖ 73–71), Gladyatör Savaşı ya da Spartaküs Savaşı olarak da bilinen savaştır. Roma Cumhuriyeti’ne karşı en önemli ve ilk köle ayaklanmasıdır. Bu isyanın lideri#Trakya, Trakyalı bir gladyatördü.
Şeyh Bedreddin, Edirne yakınlarında ve Karaağaç ile Dimetoka arasında kalan Samona kalesinde doğdu “Simavna kadısıoğlu” diye tanınır,
1416 yılında gerçekleşen ve Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakan Şeyh Bedrettin isyanının ana nedeni Osmanlı’da bozulan ekonominin, halk üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etkilerdir.
Şeyh Bedrettin İsyanı sonra erdirilmiş ve Şeyh Bedrettin yakalanarak idam edilmiştir.
Simavne Kadısı Oğlu ‘Şeyh Bedreddin Destanı’, Nâzım Hikmet’in 1936 yılında yayımlanan destanî şiiridir.
Namık Kemal (21 Aralık 1840 Tekirdağ – 2 Aralık 1888; Sakız Adası, yazar, gazeteci, devlet adamı ve şairdir. Yurtseverlik, özgürlük, ulus kavramlarına bağlı bir Tanzimat aydınıdır. Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı konuşması ve parlak düşünceleri nedeniyle döneminin diğer yazarlarından daha fazla tanındı. “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra eleştiri, yaşam öyküsü, tiyatro, roman, tarih ve makale türlerinde eserler verdi. Batılı tarzdaki ilk tiyatro eserlerinden olan Vatan Yahut Silistre eseriyle ünlüdür. Namık Kemal, Vatan Yahut Silistre adlı oyununun sahnelenmesinden sonra halkın coşkunluğa kapılması üzerine dört arkadaşıyla birlikte yargılanmadan Padişah Abdulhamit tarafından sürgüne gönderilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ise, Namık Kemal’in eserleri ve düşüncelerinden etkilendi.
Mustafa Kemal Atatürk 1881, Selanik – 10 Kasım 1938, İstanbul, mareşal, devlet adamı, Türkiye Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Türkiye’yi laik bir ülkeye dönüştüren kapsamlı ilerici reformlar yapan bir liderdir.
Nazım Hikmet 1902 – 1963 yılları arasında yaşadı. Şair ve yazarımız.
Memleket, hürriyet ve sevda kalemi vatan şairi Nazım Hikmet Ran’ı saygıyla anıyorum.
15 Ocak 1902, dünya şairi Nâzım Hikmet’in 123. doğum günü
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine”
Barışın, aşkın, özgürlüğün şairi, memleket sevdası Nâzım Hikmet; en yüce, en büyük, en değerli ve hala bugün en çok okunan şairimiz.
“Nâzım Hikmet bizim için bir bütündür. Nâzım’ı anlamanın en güzel yolu tüm eserlerini okumaktır. Onun kimliği, vatanseverliği, daha iyi eşit ve sömürüsüz bir dünya için yanıp tutuşması, aşkları, tutkuları, zaafları ve yüceliği bir bütündür. O bireysel duyguyu toplumsal bilinçle bütünledi. Çok sevdiğim bir sözü var hele ki şu günlerde hepimizin çok iyi hatırlaması gerekiyor; ‘Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta.’
Var olan umudu kaybetmemek, yenilerini yaratmak ve daha da uzaklar için umut gerekir. Umutsuz bu iş olmaz. Yaşamda ne yaparsak yapalım isteyerek, inanarak yapalım…
“Nazım Hikmet, memleket ve insan sevgisini en güzel şekilde anlatan şairlerimizdendir. Hiç kimse Kurtuluş Savaşı’nı onun gibi anlatamadı, hiç kimse Kuvayi Milliye Destanı’nı onun gibi kaleme alamadı. Onun şiirlerinde umut ve geleceğe dair inanç vardır”
“Nazım Hikmet’in dediği gibi, ‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.’ Bu memleket bizim, bu değerler bizim, bu sevgi, bu kardeşlik bizim. Nazım Hikmet bedenen aramızdan ayrıldı
, ancak eserleri ve düşünceleriyle her zaman bizimle olacak.
“İnsan,
Denizin olmadığı yerde,
Umut adına,
Martı olmalı.”
Bir toplumun demokrasi ve özgürlük karnesi; yazarlarının, çizerlerinin, gazetecilerinin, şairlerinin hapiste olup olmadığı ile de ölçülür. Parmaklıklar ardına atılan bir düşünce toplumda yaşayan herkesi en az içeride olan kadar ilgilendirir, çünkü bir düşüncenin hapsedilmesi diğer bütün insanların benzer gerekçelerle parmaklılar ardına gönderilebileceğinin en temel kanıtıdır.
Dert etmek, düşünmek, düşüncelerini kaleme, kâğıda sarılıp ifade edebilmek zor iştir. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de düşüncelerinden ve kalemlerinden dolayı acı çekmiş, kötü günler görmüş, büyük bedeller ödemiş ve ödemekte olan nice insanlar vardır. Hâlbuki düşünce özgürdür. Bir toplumdaki insanların düşüncelerini özgürce dile getirebiliyor olması insani ve doğal bir haktır. Doğal olanın önüne geçmek mümkün müdür? Düşlerinde ve düşüncelerinde egenin mavisiyle, Anadolu’nun sarı sıcak toprağıyla, yaylaların bin bir yeşiliyle yaşayan bir zihni, kim ayırabilir parmaklıklarla vatan sevdasından?
Düşünceleriyle ve kalemiyle, bunca yıl sonra bile her an, her saniye sevdalarımıza tercüman olmaya devam eden Nazım Hikmet RAN’ın düşünceleri, şiirleri, vatana özlemle geçen ömrü bugün de barışın ve özgürlüklerin savunuculuğunu yapıyor, her türlü haksızlığın önünde duruyor.
Yaşamı boyunca memleket sevgisini haykırırken hasretlerin bütün isimlerini ezberlemiş kıymetli şairimiz, vatan sevdalısı Nazım Hikmet RAN’ı doğumunun 123. yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.