Şiir direnme sanatı kültürüdür. Gelin canlar bir olalım kültürüdür. Umut kavramını yaşatma sanatıdır. Geleceğimizi kendi ellerimizle ışıklandıracağız sanatıdır şiir.
‘Şairin hayatı şiire dahildir’ der Cemal Süreya. ‘En güzel şiirim hayatımdır’ sözleri de Can Yücel’in.
Deyişe, kulağa yatkındır iyi şiir. Gelişmeyi, değişimi ve sevgiyi işleyen şiir halkın dilinde bir şarkı, bir türkü olur. Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal bundan dolayı bugün de aşk, direniş ve umut türküleriyle yaşar. Nazım Hikmet de öyle.
Bugünlerde yaşadıklarım sizin de yaşadıklarınız, çünkü birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Şimdi birlikte düşünme, birlikte hareket etme zamanı. İyi şiirler, iyi türküler okuma zamanı. Kahraman olmadan bilinçli ve örgütlü eylem zamanı. Dünyada cesur halklar yoktur bence, cesur insanlar vardır. Büyük aşklar birlikte yapılan yolculuklarla başlar.
Şiir güncel olmasa da insana dair ne varsa anlatır. Yaşadığımız günlerin tanıdığıdır da şiir. Direnme ve yoldaşlık kültürünü tekrar hayatımıza sokmaya çalışır şiir. Şiir aslında bir itendir. Eğer şiirin amacı çoğumuzun inandığı gibi insanın kendi yalnızlığı içinde ve başka insanlarla, ama aynı zamanda da var olan ve düşlenen her şeyle birlikte yaşadıklarını anlatmaya çalışmaksa, şiir özgürlükten ve devrimci yaşamdan yanadır.
Şiir her şeyden önce her türlü haksızlığa, işkenceye, ihanete ve vefasızlığa karşı haklı bir öfkenin isyanını savunur. Bu soylu öfkenin kökeninde köklü bir insan ve doğa sevgisinin yattığını anlatır şiir. Ahmet Telli doğanın can bahşeden, sağaltan gücünü ‘Islık’ şiiriyle anımsatmaktan geri durmuyor:
Yabani ot kokuları
Getiriyor bir rüzgar
Kıpırdatıyor suları
Belki sonbahar vurgun yapmayacak
Yol vermeyecek sular
Ve neşeli bir ıslık
Tutturmuş şimdi doğa
Nice acıya karşılık
Aşkı savunmada doğa.
Şiir vicdan ve insan kirlenmesini de görünür kılar. Meriç ve Ergene nehirlerini kirlentenleri de deşifre eder. ‘Biz büyüdük, kirlendi dünya’ sözcükleriyle, büyümeyelim, çocuk kalalım der. Vicdan bizim bir değerimizdir ve vicdanın geri gelmesi merhamettir şiir için. Çağa tanık olmaktır şii
Hüzünlerimiz bizi olgunlaştırır. Hüzün doğurgandır, ‘güzel günler göreceğiz’ mesajının habercisidir. Şiir de sesimiz, haykırışlarımızdır. Şiir eşitçidir. Şiir ve aşk, karşısına dikilen her türlü egemenliğe hiçbir zaman heyvallah demez. Çok iyi bilindiği gibi yanlış beraberliklerde aşk kaybeder.
Suların sesini, ormanın fısıldayışlarını anlatır şiir. Dağların göğsünde sakin beklemekte olan yürekleri biler, aşkları dinlendirir. Kimi zaman dağların, denizlerin, göllerin üzerinde sıyrılıp gelen bir seher yeli olur, kimi zaman da doğayı ve hayatı sarsan bir an olur. Kimi zaman emperyalizme, faşizme, şovenizme karşı sıkılan bir mermidir şiir.
Şiir bağımsızdır ama tarafsız değildir. Yüreğinde insanlık sevgisi olanların yanındadır ve evrenseldir.
Danimarkalı şair Niels Hav şöyle diyor:
‘Güneşin parladığı aydınlık bir yaz gününde
Görürsen zavallı bir şairi…
Ayakkabılarını bağla, alıp parka götür!
Güneş gören bir banka oturt
Şarkı söyle biraz…’
Anlatabildim mi? İyi bir şiir diktatörler için tehlikelidir…
Şiir bir itiraz etme sanatıdır. İyi bir şiir yeni bir merhabanın habercisidir.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.