30 yılı geçkin Emniyetçilik çalışma hayatımda çalıştığım yerlerden, görevlerden, şehirlerden ve arkadaşlardan ayrılırken çok hüzünlendiğim hatta gözlerimin nemlendiği, gözyaşlarımın aktığı, zor veda ettiğim dönemler oldu. Ama bu defa İskandinav Ülkeleri Emniyet Müşavirliğinden ayrılırken çok fazla burukluk yaşamayacağım, acı çekmeyeceğim diye söz verdim kend kendime. Çünkü ülkemizden çok uzakta, İskandinav ülkeleri Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya´dan ayrılırken, çok güzel dostluklar, çok iyi arkadaşlıklar edinerek, bilgi dağarcığını daha da doldurarak, yurtdışında yaşayan siz değerli vatandaşlarımızın dertlerini ve sorunlarını bilerek, Türkiye´de o sorunların çözümüne yardımcı olabileceğimi düşünerek ayrılıyorum Emniyet Müşavirliği görevimden. İnancım odur ki, siz yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızdan çok şeyler öğrendim, çok tecrübeler edindim engin deneyimlerinizden. Bu öğrendiklerim bundan sonraki yaşantımda bana kolaylık ve katkı sağlayacaktır. Bu nedenle peşinen hepinize sağolun iyiki varsınız diyor, teşekkür ediyorum.
İnsan hayatı acısıyla, tatlısıyla geçip gidiyor, göz açıp kapayıncaya kadar. Hani derler ya “Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti, yarın ise meçhul, ömür dediğin bir gündür o da bugündür”. Bir başka özlü sözde de ünlü düşünür “Hata yapmayan iki kişi tanıdım, birisi öldü, birisi de henüz doğmadı”. Bir başka şair de “Bu dünyada neyiniz varsa yiyiniz, yoksa öldüğün gün gömerler, birkaç gün iyi adam diye överler, sonra malını bölerler, daha sonra da az bıraktı ………… diyerek kızarlar, söverler”. Bu özlü sözleri göz önünden bulundurarak değerlendirin hayatınızı, geçen ve gelecek günlerinizi. Elbetteki yaşamak ve paylaşmak güzeldir. Aslında herşeyin temelinde sevgi yatıyor. Ananızı, babanızı, evladınızı, arkadaşlarınızı, mesleğinizi, memleketinizi sevmezseniz, hayat sizin için hiçbir şey ifade etmezse, hiçbir şeyi dert etmez ot gibi yaşardınız. Hayat felsefem ve vicdani kanaatim gereği insanlara elimden geldiğince başkalarının derdini dertetmek, yardımcı olmak, yol göstermek, sorunlarını çözmek, acısını ve mutluluğunu paylaşmak, bildiklerimi aktarmak, her zaman amacım olmuştur ve mutlu etmiştir beni.
İşte 2009-2012 yılları arasındaki İskandinav ülkeleri Emniyet Müşavirliği görevim sırasında da ana rehberim bu olmuştur. Bu çerçevede mümkün olduğunca vatandaşların ve derneklerin toplantılarına katılmaya, onlarla görüşmeye, düğün, nişan ve cenaze törenlerinde birarada olarak mutluluk ve acılarını paylaşmaya çalıştım. Kendimi onlardan biri olarak ve onlar için çalışmam gerektiğini düşünerek çalıştım. Hizmet felsefem ve yöntemim hep insan odaklı olmuştur. Ortak güç ve ortak aklı kullanmaya çalıştım. “Hiçbirimiz hepimizden akıllı değiliz, hiç birimiz hepimizden güçlü değiliz” cümlesini hiç aklımdan çıkartmadım. Hani derler ya “akıllı adam kendi aklını, daha akıllı adam başkasının da aklını, en akıllı adam herkesin aklını kullanır.” Herkese tavsiyem ortak akıl ve ortak gücün kullanılması olmuştur. Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır anlayışıyla çalışmaya özen gösterdim. Zaman zaman katıldığım toplantılarda, zaman zaman gazete ve dergilerde sizlerle paylaştığım makalelerde, yazılarda, beyanatlarımda, zaman zaman da geçmişte yaşadığım anılarımın yer aldığı “Polisin Hatıra Defteri, Gül Güldür Düşündür, Asayiş Berkemal” adlı yazmış olduğum kitaplarda, zaman zaman da Gençlerin Geleceğe İyi Hazırlanması amacıyla “Yarınlara Geç Kalmadan” adlı tarafımdan yazılan yol gösterici ve öğüt verici tiyatronun, İsveç Ulusal Türk Tiyatro Derneği oyuncularınca İsveç’in Stokholm ve Danimarka’nın Helsingor’ da sahnelenmesiyle, sizlerle bilgi ve düşüncelerimi paylaşmaya, aklım erdiğince diğer ilgili ve yetkililerle birlikte, yol göstermeye ve tavsiyelerde bulunmaya çalıştım. Yurtdışı Emniyet Müşavirliği hizmetlerinin ve sorumluluğunun çok önemli olduğu bilinciyle hareket ettim. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Büyükelçiliğimizin de talimat ve destekleriyle İskandinav Ülkeleri Polis Teşkilatlarıyla, Türk Polisinin, ortak çalışmasına işbirliği yapmasına elimden geldiğince gayret gösterdim. İskandinav Ülkeleri Polis Teşkilatları’nın burada yaşayan Türk toplumundan memnuniyetlerini sizlerle paylaşmaktan (en az sorunlu göçmen grubunun Türkler olduğunu bizzat bana iletmelerinden) memnun oldum gururlandım, onurlandım. İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın ve Türkiye’de yaşayan İskandinav ülke vatandaşlarının sorunlarıyla yakından ilgilenmeye, çözüm getirecek makamlara iletmeye özen gösterdim. Birçok konuyuda “Önlemek, Tedavi Etmekten Daha İyidir” mantığıyla önceden önlem alarak siz değerli vatandaşlarımızla birlikte çözümlemeye çalıştık. Tabii ki tüm bu hizmetler Büyükelçiliğimizin Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ve siz değerli vatandaşlarımızın, basın mensuplarının ve İskandinav Ülkeleri Emniyet Makamlarının katkı, destek ve önerilerinin oldukça faydası olmuştur. Bu nedenle katkısı olan her kurum ve her kesime teşekkürü borç biliyor sağolsunlar diyorum.
Tüm Güzellikler sizlere ait olup, varsa eksiklik ve aksaklıklarında bana ait olduğunu kabullenip sorumluluğunu da üstleniyorum. Yaptığım işlerden pişman değilim, 3 yıllık görev süremi, siz değerli kadirşinas vatandaşlarımızın sayesinde dolu dolu ve mutlu geçirdim. İnanıyorum ki benden sonra gelecek Emniyet Müşaviri arkadaşım daha da güzel ve başarılı hizmetlerle görev süresini daha da dolu dolu geçirecektir. Sizlerden isteğim bana verdiğiniz desteği yeni gelen arkadaşımıza da artırarak vermenizdir.
Değerli vatandaşlarımız, sevgili arkadaşlarım, ayrılmak, vedalaşmak; kopmak, unutmak, unutulmak olmayıp, yeniden kavuşuncaya kadar hoşçakal, dostçakal demektir. Ve inancım odur ki tekrar buluşmak için ayrılık gereklidir. Ayrılmayı yeni sorumluluklar üstlenmek, sizlere başka yerlerde hizmet etmek olarak değerlendiriyorum. İskandinav Ülkeleri Emniyet Müşavirliğim sırasında bana göstermiş olduğunuz dostluk, destek ve anlayışınız için teşekkür ediyor, sağolun diyor, sevgi, saygı ve selamlarımı iletiyor bu vesileyle Ramazan Bayramınızı kutluyor her gününüzün bayram sevinci içinde geçmesini diliyorum. Bu vesileyle iki anımı da sizinle paylaşmak istiyorum:
“2006-2009 yılları arasında Antalya Emniyet Müdürüyken Antalya Karaoğlan (Kaleiçi) Parkında iftar sonrası etkinliklerin olduğu panayır Pazar kuruluyordu. İftardan sonra oldukça kalabalık buraya geliyor vatandaşlar alışveriş ediyor çay kahve içiyor geziyorlar ve sahura kadar vakit geçiriyorlardı. Buraya Ramazan süresince, Emniyet Müdürlüğü olarak geçici karakol oluşturuyorduk. Bu karakolun adını Ramazan Karakolu olarak belirledik ve Ramazan isimli tüm polisleri buraya görevlendirdik. Sanırım 15 civarında Ramazan isimli polis vardı. Bayramda da Bayram isimli polisleri görevlendirip bayram sonrası da karakolun buradaki panayır sona erdiği için kaldırıyorduk. Bu husus hem teşkilatın hem de vatandaşların “Ramazan+ Bayram adlı polislerden dolayı” ilgisini çekmişti….. Yine Helsingör’de Kemal Yazı isimli bir arkadaşım 2012 Ramazan ayı öncesi, 14-15 Temmuz’da beni davet ederek, ……. Ağabey Sen yakında Türkiye’ye döneceksin, Ramazan gelmeden, başlamadan, Helsingör’e gelde birlikte bir yemek yiyelim diyerek beni davet etti. Ancak 15 Temmuz’da ben gidecekken Sonderborg’da Antalya’dan tanıdığım Yörükler Dernek Başkanı Abdullah Duman’ın kardeşi Ramazan Duman isimli bir arkadaşım beni ziyarete geldi. Bende mecburen, Ramazanla birlikte Helsingör’e gittim. Orada arkadaşım Kemal’e hitaben “Kemal sen Ramazan gelmeden gel dedin ama ben Antalyalı Yörük Ramazan Duman’la beraber geldim” diyerek orada bulunan Fuat Yalan, Ali, Fevzi, Rıdvan, Bayram ve diğer arkadaşların oldukça yoğun kahkahasına muhatap olmuştum. Bir başka anımda ’’Birgün bir Türk restoranına yemeğe gitmiştim……Restoran sahibi, beni tanıyan arkadaş bana hitaben’’ağabey Haberin var mı?’’diye sordu, ben de Neyden haberim var mı? diye sorduğumda; Ağabey Haber gazeten var mı? yoksa, burada var vereyim diyerek, yanlış anlamamı düzeltti. Bende olayı Haber gazetesinin sahipleri Cengiz Kahraman ve Sadi Tekelioğlu’na aktararak bunu slogan olarak kullanabileceklerini iletmiştim Haberin Var mı? Haberin Var mı? güzel bir tekerleme olabilir, kullanılabilirdi.
Değerli Okuyucular, Dostlar, Arkadaşlar, sizlere tekrar Allahaısmarladık diyor, herşey için teşekkür ediyor, hoşçakalın, dostçakalın sağlıcakla kalın diyor, “farslan@egm.gov.tr mail adresim ve 0090 532 568 50 16 telefon numaramı bildiriyor, her zaman görüşebileceğimizi belirtiyor selam ve sevgilerimi iletiyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.