🔊 Sesli dinle

1970’lerde Danimarka’ya gelen ilk göçmenlerin yaşamlarını anlatan “Misafir İşçiler” adlı kitap, Danimarka Göçmen Müzesi’nde düzenlenen etkinlikle tanıtıldı; ilk göçmenlerin yaşamları, “Misafir İşçiler” kitabıyla yeniden hayat buldu.

Cengiz KAHRAMAN
cengiz.kahraman@haber.dk

Danimarka’ya 1970’li yıllarda gelen ilk göçmenlerin hikayeleri, “Misafir İşçiler” adlı kitapla gün yüzüne çıktı. Danimarka Göçmen Müzesi’nde düzenlenen etkinlikle tanıtılan kitap, Türkiye, Pakistan, eski Yugoslavya ve Yunanistan’dan gelen işçilerin yaşamlarını fotoğraflar ve anılarla anlatıyor.

Danimarka’nın Farum kasabasında bulunan Göçmen Müzesi, göç tarihinin önemli bir bölümünü ele alan bu çalışmayla, ilk kuşak göçmenlerin torunlarına ve Danimarka toplumuna ortak bir hafıza sunuyor. Kitap, göçmenlerin Danimarka’nın refah sistemine ve toplumsal yapısına yaptıkları katkıları da gözler önüne seriyor.

1970’lerde başlayan göç dalgası
1970’lerin başında Danimarka, sanayisinin artan iş gücü ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkiye, Pakistan, eski Yugoslavya ve Yunanistan gibi ülkelerden işçi alımına başladı.

Yine 1970 yılı Kasım ayında, Danimarka’da yaşayan yabancı işçi sayısı 49.811’e ulaşmıştı; bunların 6.073’ü Türkiye’den, 4.591’i eski Yugoslavya’dan ve 2.017’si Yunanistan’dandı. (Kaynak: https://haber.dk/danimarkaya-gelen-yabanci-isci-gocu-50-yilinda-anildi)

İşçi göçü, ülkenin ekonomik büyümesine destek olmak amacıyla gerçekleşti. Ülkeye gelen binlerce işçi, fabrikalarda, inşaatlarda ve tarım sektöründe çalışmak üzere Danimarka’ya yerleşti.

Bu dönemde gelen göçmenler, Danimarka’nın ekonomik büyümesine katkıda bulunurken, dil engeli, kültürel farklılıklar ve sosyal uyum sürecinde birçok zorlukla karşılaştı. Ancak onların emekleri, bugün Danimarka’nın çok kültürlü yapısının temelini oluşturmaya, kültürel çeşitliliğin artmasına da vesile oldu.

Göçmenlerin Danimarka refah sistemine yaptıkları katkı sadece işgücüyle sınırlı kalmadı. Göçmenler Danimarka mutfağına da zenginlik getirdi.

Göçmenlerin deneyimleri ve Danimarka toplumuna katkıları, Danimarka Göçmen Müzesi tarafından yayımlanan “Misafir İşçiler” adlı kitapta belgelendi. Kitap, ilk kuşak göçmenlerin hikâyelerini ve onların torunlarına bıraktıkları mirası gözler önüne seriyor.

“Torunlarımız bizim hikayemizi bilmeli”
Kitabın tanıtım etkinliğinde konuşan ilk kuşak göçmenler, yaşadıkları zorlukları ve deneyimlerini paylaştı. Eski Yugoslavyalı Jovanka Guluejevic, Pakistanlı gazeteci Masar Malik ve Türkiyeli eğitimci Şevki Nart, o yıllara dair anılarını anlatarak, “Bugün torunlarımız daha iyi bir yaşam sürsün diye çok çalıştık, acılar çektik. Onların bizim hikayemizi bilmesini istiyoruz” dedi.

Şevki Nart da, artık göçmenlerin de kendi huzur ve bakımevlerine kavuşmasının zamanı geldiğini ifade ederek, ”Konuklar arasında politikacılar da olduğunu göre, bize ait huzurevi isteğimizi bir daha dile getirmek istiyoruz” dedi.

Pakistan asıllı Danimarkalı gazeteci Masar Malik ise, Danimarka’daki çifte standarlığa atıfta bulunarak, torununun Danimarkalı arkadaşlarıyla oynarken, “benim için, dedem esmer, ama tehlikeli değil” diyerek, ülkedeki gizli ırkçılığa dikkat çekti.

Çok sayıda Danimarka kültür, akademi ve siyaset dünyasından konukların bulunduğu etkinlikte Danimarka devlet televizyonu DR’nin ilk Türkiye kökenli haber spikeri, gazeteci Erkan Özden, Türkiye kökenli yerel politikacılar, eski eğitimci, eski Türkiyeli İşçiler Birliği başkanı ve yazar Mahmut Erdem, yazar-çevirmen Orhan Doğru, Pakistan asıllı yazar ve politikacı Bashy Quraishy gibi bir çok tanınmış sima vardı.

Müzik ve şiirle duygusal anlar

Etkinlikte, müzey yöneticileri, yerel politikacılar ve Göç Tarihi Kuruluşu Başkanı Ole Hammer kısa konuşmalar yaptı. Müzisyenler Rado ve Marco Vacic, Balkan müziğinden örnekler sunarken, Cahit Ece kavalıyla Anadolu’nun hüzünlü ezgilerini seslendirdi. Şair Nilgün Erdem ise göç temalı bir şiirini paylaştı ve katılımcıları duygusal bir yolculuğa çıkardı.

Ortak hafıza, geleceğe ışık tutuyor
“Misafir İşçiler” kitabı, Ole Hammer, Emma Barnhöj ve Dragan Jovanovic tarafından derlendi. Kitap, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutmayı hedefliyor.

Danimarka’nın bugünkü çok kültürlü yapısının temelinde yatan bu hikayeler, göçmenlerin topluma entegrasyon sürecinde yaşadıkları zorlukları ve başarıları anlatıyor.

Danimarka Göçmen Müzesi’nin bu çalışması, göçmenlerin ülke tarihindeki rolünü hatırlatırken, gelecek nesillere de ilham veriyor. “Misafir İşçiler”, sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir kuşağın emeğinin ve mücadelesinin belgeseli niteliğinde.

Kaynak: https://haber.dk/danimarkaya-gelen-yabanci-isci-gocu-50-yilinda-anildi